İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
9-13 EYLÜL 2013

AVRUPA KOMİSYONU BAŞKANI BARROSO “BİRLİĞİN DURUMU” KONULU KONUŞMASINI GERÇEKLEŞTİRDİ

Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, yeni yasama yılının başlangıcı vesilesiyle 11 Eylül 2013 tarihinde Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’na hitaben  “Birliğin Durumu” (State of Union) konulu konuşmasını gerçekleştirdi.  Mayıs 2014’teki AP seçimlerinden önceki son “Birliğin Durumu” konuşmasında, Barroso beş yıl önce dünyayı etkisi altına alan mali krizin eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik krize evirildiğini ve AB vatandaşlarının çoğu için sosyal bir kriz olarak kendini hissettirdiğini; hükümetler üzerindeki borç yükünü artırdığını kaydetti.

AB’nin küresel mali krizle mücadele alanında son beş yıldır sarf ettiği çabalara dikkat çeken Barroso, AB’nin krize karşı birlikte durarak kararlı bir yanıt verdiğini ifade etti ve bundan beş yıl önce, AB’nin bu süreçte krizle mücadele yolunda attığı adımların mümkün olduğunu hayal bile edemediklerini belirtti. AB’nin bu yılki G-20 Zirvesi’nde önceki yıllardakinin aksine AB’nin dünyanın diğer bölgelerinden eleştiri almadığına dikkat çeken Barroso, halen AB’nin Birlik olarak dayanıklılığının sınanmaya devam ettiğini ancak, krizin üstesinden gelineceğine dair güveni tesis edecek adımlar attıklarını ifade etti. İrlanda, Portekiz, Yunanistan, İspanya ve GKRY gibi bazı ülkelerin ekonomik durumundaki olumlu gelişmelere dikkat çeken Barroso, iyileşmenin yakın olduğunun sinyalini verdi.  Buna karşılık, AB genelinde çoğu gençlerden oluşan 26 milyon vatandaşın işsiz olduğunu belirten Barroso, AB’nin işsizlikle mücadele alanındaki çabalarını artırması gerektiğini belirtti.

Ekonomik ve Parasal Birliği derinleştirmek için Bankacılık Birliği’ni hayata geçirmek için somut adımlar atılması gerektiğine dikkat çeken Barroso,  Tek Denetim Mekanizması’nın (Single Supervisory Mechanism – SSM) oluşturulması için yasal sürecin tamamlanmak üzere olduğunu ve sırada Temmuz 2013’ten bu yana masada olan Tek Çözüm Mekanizması (Single Resolution Mechanism – SRM) teklifinin kabul edilmesinin olduğunu belirtti.

İşsizliğin günümüzün en ciddi problemi olduğunu belirten Barroso, bu haliyle işsizliğin ekonomik açıdan sürdürülemez, siyasi açıdan istikrarsız ve sosyal açıdan kabul edilemez olduğunu ifade etti. Genç işsizliği ve reel ekonominin finansmanı konusundaki kararların uygulanmasın ağırlık verilmesi gerektiğini kaydeden Barroso, “işsiz bir toparlanmadan kaçınılması gerektiğini” kaydetti.

Tek Pazar’ın tüm potansiyelinin kullanılması ve hareketlilik, iletişim, enerji, finans ve e-ticaret alanlarına da genişletilmesi gerektiğini belirten Barroso, aynı gün Komisyon’un telekomünikasyon alanında bir Tek Pazar oluşturulmasına hız veren teklifi kabul edeceğini belirtti. Barroso, birçok önemli programın hayata geçirilebilmesi için Konsey’in 2014 yılında başlayacak yeni mali dönem için Çok Yıllı Mali Çerçeve’yi kabul etmesi gerektiğinin altını çizdi. Komisyon’un 21’inci yüzyıl gerekliliklerine uygun yenilikçi ve entegre bir endüstri politikası oluşturma girişimlerine de değinen Barroso, bu konuyla ilgili taslağın sonbaharda görüşüleceğini belirtti.

AB’nin büyüyen pazarlara yönelik ticari gündeminden de bahseden Barroso, genel kanının aksine AB’nin küresel ticarette kaybeden taraf olmadığını ve her yıl 300 milyar avrodan fazla ticaret fazlası kaydettiğini açıkladı. Barroso, gerek ABD ile görüşmeleri süren Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı, gerekse Kanada ve Japonya ile imzalanacak STA’ların önemli olacağını belirtti.

Zorlu zamanlardan geçtiklerini belirten Barroso, kalıcı ve kapsamlı reformun kaçınılmaz olduğunun altını çizdi. AB’nin dönemsel değil, yapısal bir krizden geçtiğini belirtirken,  klasik iş mantığıyla yürütülen siyasete geri dönüş yapılamayacağını savundu. Bu durumda normale dönüşün mümkün olmadığını belirten Barroso, AB’nin yeni bir “normal” yaratması gerektiğini belirtti.

Barroso, zihinlerindeki Avrupa fikrinin ekonomiden öteye geçmesi gerektiğini düşündüğünü ve Avrupa idealinin bir pazardan çok Avrupa toplumunun temellerini oluşturan değerlere bağlı olduğunu ifade etti. Bu değerlerin siyasi, toplumsal ve ekonomik normlara olan sıkı inançlarından kaynaklandığının altını çizerken, AB’nin iç uyumu ile uluslararası ilişkilerinin birbiriyle bağlantılı olduğuna dikkat çekti.

Konuşmasında genişleme ve komşuluk politikalarının önemine de dikkat çeken Barroso, Suriye’deki durum ile ilgili olarak AB’nin bugüne dek 850 milyon avrosu doğrudan AB bütçesinden sağlanan 1.5 milyar avroluk yardım ile bu konuda öncülük ettiğini belirtti. Komisyon’un Suriye halkına ve komşu ülkelerdeki mültecilere elinden gelen yardımı yapacağını taahhüt eden ve Suriye’de kimyasal silah kullanımını kınadıklarını ifade eden Barroso, bu çatışmanın sonlandırılmasının başta BM olmak üzere uluslararası toplumun ortak sorumluluğunda olduğunu belirtirken, sadece siyasi çözümün uzun vadede barışa katkı sağlayabileceğini söyledi.

Barroso, AB seçimlerinden önce Birliğin geleceğine ve uzun vadede topluluk metodunun nasıl güçlendirilebileceğine ilişkin teklif sunmayı planladıklarını teyit etti.

Dayanışmanın önemine dikkat çeken Barroso, ileriki aylarda sosyal ortaklarla birlikte AB’nin sosyal boyutunun güçlendirilmesi için çalışacaklarını belirtirken, Komisyon’un 2 Ekim’de Ekonomik ve Parasal Birliğin sosyal boyutunun güçlendirilmesi konusunda bir tebliğ sunmaya hazırlandığını kaydetti.

Krizin ortaya çıkardığı kutuplaşmanın AB projesinin tamamını tehlikeye soktuğunu ifade eden Barroso, konuşmasının sonunda önümüzdeki sekiz aylık dönemde önceliklerinin işsizlikle mücadele ve büyümenin canlandırılması olduğunu belirtti. Bu kapsamda, işsizlikle mücadele yolunda gerekli adımları atabilmek için 2014-2020 Çok Yıllı Mali Çerçevesi’nin kabul edilmesi ve uygulanması; KOBİ’lere finansman sağlanması için Bankacılık Birliği’nin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi gerektiğini açıkladı.