TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ: Türkiye’den ve AB’den Enerji Arz Güvenliği Hamleleri
Türkiye’den ve AB’den Enerji Arz Güvenliği Hamleleri
Türkiye gündemi seçimlere kilitlenmişken hem ülkemizin hem de AB’nin enerji arz güvenliği açısından son derece önemli olan TANAP’ın açılışı 12 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirildi. Tören Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vucic, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR ve TANAP Yönetim Kurulu Başkanı Rövnag Abdullayev, paydaş ülkelerin enerji bakanları, enerji şirketlerinin yöneticileri ve üst düzey bürokratlarının katılımıyla düzenlendi. Törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgemiz ve ülkemiz için son derece önemli bir adım atarak Güney Gaz Koridoru’nun belkemiği ve enerjinin İpek Yolu olarak tanımlanan TANAP’ın açılışının yapıldığını belirtti. Kuşkusuz bu benzetmeler büyük haklılık payı taşıyor.
Kısaca hatırlamak gerekirse TANAP, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz 2 Gaz Sahası ve Hazar Denizi’nin güneyindeki diğer sahalarda üretilen doğal gazın Türkiye’ye ve AB’ye taşınmasını hedefliyor. TANAP, Güney Kafkasya Boru Hattı (SCP) ve Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile birleşerek Güney Doğal Gaz Koridorunu oluşturuyor. Ülkemiz sınırları içerisinde toplam uzunluğu 1850 km olan TANAP Ardahan ili Posof ilçesi Türkgözü köyünden başlayarak 20 ilden geçecek ve Yunanistan sınırında Edirne’nin İpsala ilçesinde son bulacak. Proje kapsamında Türkiye sınırları içerisinde biri Eskişehir ve diğeri Trakya’da olmak üzere, ulusal doğalgaz iletim şebekesine bağlantı için iki çıkış noktası planlandı. Başlangıç kapasitesi 16 milyar m³ olan TANAP’ın 6 milyar m³ kısmı Türkiye tarafından kullanılacak ve geriye kalan 10 milyar m³ Avrupa’ya iletilecek. Talebe bağlı olarak TANAP’ın kapasitesi önce 22 milyar m³, sonra 31 milyar m³’e çıkabilecek.
AB açısından bakıldığında özellikle Rusya ile yaşanan doğalgaz krizi sonrası Rusya’nın vanayı kapamasının doğurduğu sonuçlar dikkate alınarak Güney Doğal Gaz Koridoru oluşturulmasına karar verilmişti. İthal doğalgazda büyük oranda Rusya’ya bağımlı olan ve bunun büyük kısmını Ukrayna üzerinden alan AB için Güney Gaz Koridoru hem rota hem de kaynağın farklılaştırılması anlamına geliyor. Keza Türkiye için de ithal doğalgazda en önemli kaynak Rusya. Dolayısıyla ülkemiz açısından da kaynakların çeşitlendirilmesi büyük önem taşıyor. TANAP’ın hizmet edeceği bir diğer husus AB açısından Türkiye’nin önemini artıracak olması. Güney Gaz Koridoru’nun hayata geçmesinden en kilit ülke olan Türkiye ile AB arasında ortak çıkarlara hizmet eden ve kazan-kazan durumu yaratan bu tür işbirlikleri, karşılıklı bağımlılığı artırdığı için ikili ilişkilerdeki siyasi krizlere rağmen tarafların ipleri kolayca atmasının önleyici faktör olarak yerini alıyor.
Komisyondan Enerji Arz Güvenliği İçin Verimlilik Hamlesi
İklim değişikliği ile mücadele konusunda enerji verimliliğinin ne kadar önemli bir konuma sahip olduğu malum. Enerjinin daha verimli kullanılması enerji faturalarını düşürebilir, ithal petrol ve doğal gaz tedarikçilerine olan bağımlılığı azaltabilir ve doğanın korunmasında büyük bir rol oynayabilir. Bu nedenle de enerji verimliliği, Avrupa Komisyonunun “dirençli bir Enerji Birliği ve ileriye dönük bir iklim değişikliği politikası” altında büyük bir öneme sahip. Komisyon, 30 Kasım 2016 tarihinde Enerji Verimliliği Yönergesi’ni güncelleme teklifinde bulunarak tüm Avrupalılara daha temiz bir enerji sunmak için yeni bir paket ortaya koymuş, bu paketle önemli olanın sadece temiz enerjiye geçişe uyum sağlamak değil, aynı zamanda bu geçişte öncü olmak gerektiği fikrini ortaya atmıştı. AB, karbondioksit emisyonlarını 2030 yılına kadar en az %40 oranında azaltmayı, ekonomisini yenilemeyi ve yeni iş kolları yaratmayı planlıyordu. Bu paketin parçası olarak da öncelikle 14 Mayıs’ta Binalarda Enerji Performansı Yönergesi kabul edildi ve 14 Haziran’da revize edilmiş Yenilenebilir Enerji Yönergesi üzerinde siyasi bir uzlaşmaya varıldı. Şimdi de AB, enerji verimliliği konusunda yeni bir düzenleyici çerçeve ortaya koyuyor. Böylece Enerji Birliği’nin, her geçen gün gerçekleşmesi daha mümkün bir hedef haline gelmesi amaçlanıyor.
Avrupalılar için Temiz Enerji Paketi Neydi?
Hatırlanacak olunursa AB, Ekim 2014’te gerçekleşen zirvede 2030 İklim ve Enerji Çerçevesi’ni oluşturarak, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını en az %40 oranında azaltma kararı almıştı. Bu karar doğrultusunda Avrupa Komisyonu temiz enerjiye geçişe öncülük etmek üzere, 30 Kasım 2016 tarihinde ortaya koyduğu bu teklif ile üç ana hedef belirledi: Enerji verimliliğini öncelik haline getirmek, yenilenebilir enerji konusunda küresel lider olmak ve tüketiciler için adil bir fırsat sunmak.
Tüketiciler, geleceğin enerji pazarlarında aktif ve merkezi bir rol oynuyor ve bu rolün gelecekte daha da büyümesi bekleniyor. Öyle ki, yıllar içerisinde AB’de yaşayan tüketicilerin enerji tedarik etmek için daha çok alternatif edinme, güvenilir enerji fiyatları karşılaştırma araçlarına erişim ve kendi elektrik enerjilerini üretme ve satma imkânı elde etmeleri hedefleniyor. Komisyonun ortaya koyduğu “Avrupalılar için Temiz Enerji” önerileri de temiz enerjiye geçişin geleceğin büyüyen sektörü olduğunu gösteriyor. Temiz enerji, 2015 yılında 300 milyon avronun üzerinde küresel yatırım çekti. Bu nedenle de AB, araştırma, geliştirme ve inovasyon politikalarıyla temiz enerjiye geçişi somut bir endüstriyel fırsata döndürmek niyetinde. 2021 yılından itibaren 177 milyar avroluk kamu ve özel yatırımları mobilize etmek amacıyla bu paket, AB’nin gelecek on yıl içerisinde GSYH’sini %1 oranında artırması ve 900 bin yeni iş yaratması olanağını sağlıyor.
İçeriğine bakılacak olunursa Avrupalılar için Temiz Enerji kanun teklifi, enerji verimliliğini, yenilenebilir enerjiyi, elektrik pazarının planlanmasını, elektrik arzı güvenliğini ve Enerji Birliği’ne yönelik yönetim kurallarını kapsıyor. Ayrıca Komisyon, çevreci tasarım için yeni bir yol ile entegre ve otonom taşımacılığa yönelik bir strateji önerisini ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra paket, temiz enerji inovasyonunun hızlandırılması ve Avrupa’nın binalarını restore etmeye yönelik eylemleri de bünyesinde bulunduruyor. Kamu ve özel yatırımları kendisine çekmek için tedbirler alarak AB, endüstriyel rekabetçiliğini artırmayı ve temiz enerjiye geçişin oluşturabileceği toplumsal etkileri azaltmayı hedefliyor. Tüm bunların gerçekleştirilmesinde öncü bir sıfatla yürütmek ve aynı zamanda üçüncü ülkelere de siyasi hedeflerine ulaşabilmeleri için birtakım hizmetler sağlamak üzere yeni bir yol arayışına giriyor.
Yeni Düzenleyici Çerçeve Beraberinde Neler Getiriyor?
AB’nin, diğer ülkelere oranla çok daha fazla fosil yakıt ithal ettiği bilinen bir gerçek. Bu nedenle, özellikle de Avrupa Komisyonunun İklim ve Enerji'den Sorumlu Üyesi Miguel Arias Cañete’in de tabiriyle, AB’nin enerjide dışa olan bağımlılığını azaltması için bu duruma bir dur demesi gerekiyor. Böylece fosil yakıtlara harcanan miktarların yerine verimli binalar, sanayiler ve ulaşıma yatırım yapılabilir ve AB temiz enerji hedefleri doğrultusunda ciddi adımlar atabilir. Temiz enerji hedefinin en önemli bileşenlerinden biri de şüphesiz ki enerji verimliliği.
AB, daha önce enerji verimliliği üzerine 1990 yılına oranla 2020’de %20, 2030’da ise %27 artış sağlamak üzere iki yeni hedef ortaya koymuş ve 2020 hedefleri doğrultusunda, 2015 ile 2020 yılları arasında birincil enerji tüketiminde %3,1 oranında azaltım yapma ihtiyacı duyduğunu açıklamıştı. Böylece 2020 hedeflerine çok yaklaştığından, 2016 yılında ortaya koyulan temiz enerjiye geçiş paketi ile 2030 yılı hedeflerini %30’a çıkarmıştı. Tüm bunların yanı sıra, 19 Haziran’da kamuoyuna sunulan enerji verimliliğine ilişkin yeni düzenleyici çerçeve ise, 2023 yılına kadar belirlenen hedefin daha sonra yükseltilmesine olanak sağlayan bir madde ile birlikte, AB’nin 2023 enerji verimliliği hedefini daha önceki %27’den, %32,5’e çıkarıyor. Bu %32,5’lik yeni hedefle birlikte ilk olarak, endüstriyel rekabetin artması, yeni işler yaratılması, enerji faturalarının düşürülmesi, enerji yoksulluğu ile başa çıkılması ve hava kalitesinin iyileşmesi amaçlanıyor.
Gerçekleşmesi Planlanan Başlıca Kazanımlar:
2023 yılına kadar belirlenen hedefin yükseltilmesine olanak sağlayan bir madde ile birlikte, AB’nin 2023 enerji verimliliği hedefi %27’den, %32,5’e artırılıyor.
Yıllık enerji tasarrufu yükümlülüğünün 2020 tarihinden daha sonraki bir tarihe uzatılması düşünülüyor. Bunun, özel yatırımları çekmeye yardımcı olması ve yeni pazar aktörlerinin yükselmesini desteklemesi bekleniyor.
Gelecek on yılda, yeni enerji verimliliği düzenlemelerinin yapılması ve diğer birtakım önlemlerin alınması ile birlikte, 2021-2030 dönemi ve daha sonraki dönemlerde gerçek enerji tasarrufu ortaya koyulacak.
Kolektif ısıtma sistemine sahip çok apartmanlı bina sakinleri başta olmak üzere, tüketicilere enerji tüketimlerine ilişkin daha sık ve yararlı bilgilendirilme hakkının sağlanması amaçlanıyor. Bununla birlikte, tüketicilerin ısıtma faturalarını daha iyi anlamaları ve kontrol altında tutmalarına yardımcı olarak, süzme sayaç ve termal enerji faturalandırılmasına yönelik kuralları güçlendirmek hedefleniyor.
Isıtma, soğutma ve sıcak su hizmetine sahip kolektif sistemli çok apartmanlı ve çok amaçlı binalarda oluşan masraf dağılımına ilişkin olarak, Üye Devletlere şeffaf, halka açık kurallar ortaya koyma yükümlülüğü getirilmesi planlanıyor.
Stokların ve AB endüstrilerinin rekabet edebilirliğinin güvenliğini artırmak için mevcut pazarla, davranışsal ve düzenleyici engeller ile mücadele etmek, tüketicilerin enerji faturalarının ve toplumun sağlık masraflarının azaltılması, böylece enerji yoksulluğunun ele alınması hedefleniyor.
Bir Sonraki Adım Ne Olacak?
Bu politik uzlaşının hayata geçirilebilmesi için ilgili yönergenin, AP ve Konsey tarafından resmen onaylanması gerekiyor. Güncellenmiş Enerji Verimliliği Yönergesi, gelecek aylar içerisinde AB Resmi Gazetesinde yayımlanacak. Yürürlüğe girdiğinde Üye Devletler, düzenlemenin içerdiği yenilikleri 18 ay sonra kendi ulusal kanunlarına aktarma yükümlülüğü altına girecek.
Çisel İleri, İKV Araştırma Müdürü
Melis Bostanoğlu, İKV Uzman Yardımcısı