İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

AB GÜNDEMİ: Brexit Kaosunda Yeni Bir Zirve: Birleşik Krallık’a 6 Aylık Süre Tanındı

AB liderleri Birleşik Krallık’ın AB`den ayrılma sürecini 31 Eltim 2019`a kadar uzattı. Peki, bu süre zarfında May Birleşik Krallık Parlamentosundan daha önce üç kez reddedilen ayrılık anlaşmasının geçirebilecek mi?
AB GÜNDEMİ: Brexit Kaosunda Yeni Bir Zirve: Birleşik Krallık’a 6 Aylık Süre Tanındı

Brexit Kaosunda Yeni Bir Zirve: Birleşik Krallık’a 6 Aylık Süre Tanındı

Önce 29 Mart olarak belirlenen ardından da 12 Nisan'a çekilen Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılık tarihi yine ertelendi. AB liderleri son olarak Birleşik Krallık’ın AB'den ayrılma sürecini 31 Ekim 2019'a kadar uzatma kararı aldı. Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May bu süre zarfında Birleşik Krallık Parlamentosunu daha önce üç kez reddedilen ayrılık anlaşmasının kabulü için ikna etmeye çalışacak. Brexit anlaşmasının Avam Kamarası tarafından kabul edilmesi durumunda Brexit tarihi 31 Ekim'den daha öne çekilebilecek.

AB Liderler Zirvesi’nde Brexit 31 Ekim’e Kadar Ertelendi

Hatırlanacağı üzere Birleşik Krallık 23 Haziran 2016'da yapılan referandumda %48'e karşı %52 oy oranıyla AB'den ayrılma kararı almıştı. Yapılan müzakerelerin ardından hazırlanan anlaşma, 25 Kasım 2018 tarihinde AB liderleri tarafından kabul edildi. Birleşik Krallık'ın AB üyeliğini 29 Mart 2019’da sona erdirecek olan Londra ve Brüksel arasındaki anlaşmanın, Birleşik Krallık Parlamentosu tarafından da onaylanması gerekiyordu. Ancak Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'in AB ile vardığı ayrılık anlaşması, Avam Kamarası'nda üç kez reddedildi. Birleşik Krallık’ta Avam Kamarası'nın Ocak ayında 230 oy farkla "Hayır" dediği Brexit anlaşmasına 12 Mart'ta da 149 oy farkla karşı çıktı. 29 Mart’taki oylamada ise 286 lehte oya karşı 344 aleyhte oy çıktı.

May’in AB ile vardığı Brexit anlaşmasının parlamentoda onaylanması için Brüksel’in Londra’ya tanıdığı süre 12 Nisan Cuma günü doluyordu. Birleşik Krallık’ta parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası anlaşmayı üç kez reddettiği için, ek süre kararı çıkmaması halinde Birleşik Krallık’ı “hard Brexit” de denilen Birlik’ten anlaşmasız şekilde ayrılma seçeneği bekliyordu. Theresa May son haftalarda sürecin uzatılması için AB liderleriyle görüşüyordu. Birleşik Krallık basınına göre May'in bu görüşmeler sırasında talebi ayrılma günü olarak 30 Haziran'ın belirlenmesiydi ancak AB liderleri sürecin biraz daha uzatılmasını istiyordu.

Bu minvalde Birleşik Krallık hariç AB'nin 27 üye ülkesinin liderleri 10 Nisan 2018 tarihinde Brexit gündemli zirvede bir araya geldi. Zirvede liderler Birleşik Krallık’a bir Brexit anlaşması üzerinde karar kılması için 6 aydan fazla süre verme kararı aldı ve yeni Brexit tarihini 31 Ekim 2019 olarak belirledi.

AB üyesi ülkelerin liderlerini, Birleşik Krallık’ın birlikten ayrılış tarihinin ertelenmesini görüşmek üzere bir araya getiren Brexit Zirvesi'nin sonuç bildirgesi de ayrıca yayımlandı. Bildirgede, Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May'in Brexit tarihini erteleme talebine AB Konseyi'nin ayrılık anlaşmasının onaylanması için olumlu yanıt verdiği belirtilerek, "31 Ekim 2019'a kadar geçerli olacak erteleme, sadece gerekli olduğu kadar uzatılmalıdır. Eğer ayrılık anlaşması taraflarca bu tarihten önce onaylanırsa, Brexit bir sonraki ayın ilk gününde gerçekleşir." ifadelerine yer verildi.

Ertelemenin AB kurumlarının düzenli işleyişine zarar vermemesi gerektiğine dikkati çekilen bildirgede, "Birleşik Krallık, 23-26 Mayıs tarihlerinde hâlâ AB üyesi olmaya devam ederse ve 22 Mayıs'a kadar ayrılık anlaşmasını onaylamazsa, AB hukuku uyarınca AP seçimlerine katılmak zorunda kalır. Eğer Birleşik Krallık bu zorunluluğu yerine getirmezse, Brexit 1 Haziran 2019 tarihinde gerçekleşir." uyarısı yapıldı. Bildirgede, ayrılık anlaşmasının tekrar müzakereye açık olmadığı vurgulanırken, erteleme sürecinde taraflar arasında gelecekteki ilişkiyi belirleyecek siyasi deklarasyonun da müzakere edilemeyeceği belirtildi.

Erteleme süresince Birleşik Krallık’ın AB üyesi olmaya devam edeceğinin altı çizilen bildirgede, ülkenin ne zaman isterse Brexit'i iptal etme hakkının bulunduğu anımsatıldı. Bildirgede, Birleşik Krallık’ın AB'nin görevlerini yerine getirmeye katkı sağlaması gerektiği kaydedilirken, "Birleşik Krallık karar alma mekanizmalarına katılırken, birliğin hedeflerini yerine getirmesini engelleyecek herhangi bir adımdan kaçınmalıdır." çağrısına yer verildi. AB üyesi 27 ülkenin ve Avrupa Komisyonunun gerekli olduğu müddetçe Birleşik Krallık’ın katılımı olmadan toplantılar düzenleyebileceği belirtilen bildirgede, konunun haziran ayında düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde tekrar ele alınacağı bildirildi.

Birleşik Krallık’ı 6 Aylık Süre Zarfında Neler Bekliyor?

Şüphesiz ki bu "esnek erteleme" Birleşik Krallık’a en iyi çözümü bulması için ilave 6 ay süre tanıması açısından önem arz ediyor.  Diğer taraftan 31 Ekim'e kadar yol haritası tamamen Birleşik Krallık’ın elinde olacak. Birleşik Krallık, bu tarihe kadar anlaşmasız ayrılığa kendini hazırlayabilir, Brexit anlaşmasını onaylayabilir ya da Brexit stratejisini gözden geçirip ve AB'den ayrılmaktan vazgeçebilir.

Anlaşmasız ayrılık bunlar arasında en kötü seçenek olarak görülüyor. Bilindiği üzere Birleşik Krallık Parlamentosundaki en geniş taban AB’den anlaşmasız ayrılmaya karşı. 650 sandalyeli parlamento, anlaşmasız Brexit’i önlemeye dönük bir tasarıyı 390 oyla kısa bir süre önce yasalaştırdı.

Bu minvalde Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May’in Birleşik Krallık Parlamentosunu daha önce üç kez reddedilen ayrılık anlaşmasının kabulü için ikna etmesi bekleniyor. Daha da önemlisi May, AP seçimlerine katılmamak için, Brexit anlaşmasını mayıs ayına kadar Birleşik Krallık Parlamentosuna kabul ettirmek isteyecektir. Bilindiği üzere tüm üye ülkelerde AP seçimleri 23-26 Mayıs tarihlerinde yapılacak ve yeni parlamento 1 Temmuz’da göreve başlayacak. Zaten Başbakan May liderler zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, amacının Brexit anlaşmasını mayıs ayının ilk üç haftası içinde parlamentodan geçirip, 1 Haziran’da da AB’den resmen ayrılmak olduğunu açıkladı. May, böylelikle 23 Mayıs’ta yapılacak AP seçimlerine girmekten de kaçınmıyor. Bununla birlikte Birleşik Krallık hükümeti her ihtimale karşı AP seçimleri için hazırlık yapacağını duyurmuştu.

Özetle May, seçimlere katılmadan, bu tarihten önce AB'den anlaşmalı olarak ayrılmak için yeni bir uzlaşı arayışında olacak. Ancak, Birleşik Krallık’taki dengeler parlamentonun daha önce üç kez reddettiği Brexit anlaşmasının dördüncü seferde onaylanacağının garantisi olmadığını gösteriyor. AB tarafı anlaşma metninin nihai olduğunu ve değiştirilmeyeceğini her fırsatta yineliyor. Bu da anlaşmanın reddine neden olan unsurların devam edeceği anlamına geliyor.

Bu unsurların başında da Brexit Anlaşması'nda yer alan İrlanda sınırıyla ilgili tedbir (backstop) maddesi yer alıyor. Bilindiği üzere İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağladı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem Birleşik Krallık Hükümetini hem AB'yi hem İrlanda Cumhuriyeti'ni hem de Kuzey İrlanda'daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyordu. Anlaşmada yer alan backstop maddesi esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile Birleşik Krallık arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor. Ancak Birleşik Krallık ile AB arasında varılan Anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. Anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık'ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor. En büyük korku ise, Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti'nin parçası haline gelmesi yani, Birleşik Krallık'ın parçalanması.

Bu endişeyle hareket eden Brexit anlaşmasına en sert muhalefeti yapan da May’in azınlık hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık ile birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP). DUP’un ve onu izleyen önemli sayıda Muhafazakâr Parti milletvekilinin Brexit anlaşmasına muhalefeti sürüyor. Bu minvalde May hükümeti, Brexit anlaşmasını parlamentodan geçirebilmek için İşçi Partisi ile hâlihazırda görüşmelere başlamış durumda. Tarafların kalıcı Gümrük Birliği'ni içeren bir formül üzerinde anlaşabileceği belirtiliyor.

Bu 6 aylık süre zarfında Brexit'in bütünüyle iptali ve bu konuda yeniden bir referanduma gidilmesi gibi seçenekler de masada bulunuyor. AB’nin Birleşik Krallık’a verdiği yeni Brexit tarihi olan 31 Ekim böyle bir referandum için yeterli süreyi sağlıyor. Bu tarih, Birleşik Krallık’ta yeni Brexit referandumu için kampanya yürüten grupları cesaretlendirmiş bulunuyor. Bilindiği üzere Birleşik Krallık’ta AB üyeliği konusunda yeni bir referandum yapılması için kampanya yürüten gruplar bulunuyor. Bunlara eski başbakanlardan Tony Blair gibi siyasetçiler de destek veriyor.  Ülkede geçen ay yeni referandum talebiyle yapılan bir yürüyüşe yaklaşık 1 milyon kişi katılmış, Brexit’in iptalini isteyen bir çevirim içi dilekçeye de 6 milyonu aşkın imza atılmıştı. AB’nin en yüksek yargı organı olan Adalet Divanı (ABAD) da, 10 Aralık 2018 tarihinde Birleşik Krallık’ın AB'den ayrılmayı tek taraflı olarak iptal edebileceğine hükmetmişti.

Şüphesiz ki, Birleşik Krallık Parlamentosu aralarında yeni referandum ile Brexit’in iptalinin de yer aldığı bir dizi senaryoyu daha önce iki defa oyladı ancak hiçbir senaryo çoğunluk desteği alamadı. Bununla birlikte, yeni referandum seçeneği çoğunluk desteğini almaya en çok yaklaşan senaryolardan biri olmuştu. Her ne kadar Theresa May'in hükümeti Brexit'ten vazgeçmeye niyetli değilse de anlaşmanın parlamentoda kabul edilmemesi ikinci Brexit referandumunun yolunu açabilir.

Emre Ataç, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar