İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

AB GÜNDEMİ: Sibiu’da Kutlanan Avrupa Günü’nde Seçimler Öncesi Son Mesaj: "Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimiz İçin"

9 Mayıs Avrupa Günü’nde Romanya’daki Sibiu kentinde bir araya gelen AB liderleri, zorlu günlerin arifesinde dayanışma mesajı verdi.
AB GÜNDEMİ: Sibiu’da Kutlanan Avrupa Günü’nde Seçimler Öncesi Son Mesaj:

Sibiu’da Kutlanan Avrupa Günü’nde Seçimler Öncesi Son Mesaj: "Birimiz Hepimiz, Hepimiz Birimiz İçin"

23-26 Mayıs günlerinde gerçekleşecek AP seçimlerinin yarattığı gerilimli bekleyiş, bu yılın 9 Mayıs Avrupa Günü kutlamalarında da kendisini gösterdi. Adeta yeni bir yemin tazeleme törenine dönüşen Sibiu Zirvesi, AB’deki birlik ve beraberliğin sağlam temeline yapılan sayısız atıf eşliğinde gerçekleşti. Zirve sonrası yayımlanan bildiride kendisine yer bulan “Geleceğin Avrupa’sı”na dair vaatler de entegrasyonun tabi tutulduğu sınavlara karşı ayakta kalması için yapılması gerekenlere dikkat çekti. 25 Mart 2017 tarihinde bir araya gelen ve entegrasyon projesinin 60’ıncı yılını kutlayan liderlerin yayımladığı Roma Deklarasyonu’ndaki dört temel hedefle benzerlik taşıyan Sibiu vaatleri, yenilenecek AB kurumlarının izlemesi gereken yol haritalarından biri olarak da düşünülebilir. Öte yandan 2017 yılı Mart ayından bu yana gelecek senaryolarına kafa yorulan ve yapılacaklar listeleri ortaya koyulan dönemin sonuna gelindiğini de söylemek mümkün. Zira iki hafta sonra seçime gidecek olan Avrupalılar, vaatlere ne derece inandıklarını ve geleceğe dair önceliklerini açıkça göstermiş olacaklar.

Liderlerin Gündemi: AB Kurumlarındaki Kilit Roller

AB Konseyi Dönem Başkanı Romanya ev sahipliğinde gerçekleşen Gayriresmi Sibiu Zirvesi, AB kurumlarındaki yenilenmenin arifesinde 27 Üye Devlet ve Hükümet Başkanını son kez bir araya getirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 4 Mart günü “Avrupa Rönesansı başlasın” çağrısının AB genelinde nasıl bir etki yarattığı henüz bilinmese de 9 Mayıs günü tüm üye ülke liderleri, entegrasyon projesine olan bağlılıklarını ortaya koydu.

Her ne kadar Birlikten ayrılma tarihi 31 Ekim 2019’a ertelenmiş olsa da Birleşik Krallık’ın AB’nin Geleceği temalı zirvelerde yer almaması artık kanıksanmış durumda. Gitmek üzere olan bir üye konumundaki Birleşik Krallık’ın AP seçimlerine katılacak olması, ülkenin arafta kalmış durumunu daha da pekiştirirken; Sibiu’da çok net görüldü ki AB liderlerinin gözü artık Brexit üzerinde değil. Zira kısa vadede önlerinde duran en önemli gündem maddesi, AP seçimlerinin ardından Komisyon ve Konsey’deki koltuklara kimlerin oturacağı.

1979 yılında doğrudan seçilen 410 milletvekilinden oluşan AP, ulusal meclislerden ayrılarak öncekinden daha üstün bir siyasi otorite haline gelmesinin 40’ıncı yılında varoluşsal çalkalanmaların yönlendireceği bir seçime tanıklık edecek. Avrupa vatandaşlığı olgusunun en doğrudan yansıması olan Avrupa düzeyindeki bir parlamentonun varlığı günümüze kadar gelen süreçte ulusal kaygıların ötesine geçmeyi başaramadığı için de seçimlerin ulusal motivasyonlar doğrultusunda şekilleneceği aşikâr. Seçimlerin ardından ise varoluşsal krizi geride bırakabilmek için entegrasyon projesiyle ilgili en büyük soru işaretinin giderilmesi gerekecek:  “Herkes için tek beden” yaklaşımının gideremediği veya daha da tetiklediği sosyo-ekonomik ayrışmalar.

Son dönemde dışarıdan gelen tehditlerden ziyade kendi içindeki fikir ayrılıkları nedeniyle zor günler geçiren entegrasyon projesindeki Macaristan ve İtalya çatlakları başlı başına bir sorun teşkil etmeye devam ederken; popülist görüşlerin AB kurumlarını şekillendirme gücü hakkında kesin bir yorumda bulunulamıyor. Son 2 yıllık dönemde sürekli olarak Brexit sonrası döneme hazırlanan ve küllerinden doğma mesajı veren Birliğin liderleri değişen ve evrilen sorunlara karşı aynı kalan çözüm önerileriyle cevap vermeye çalışıyor gibi görünüyor. Nitekim Sibiu Zirvesi’nde de kendini gösterdiği üzere günümüzdeki en büyük sorunlardan birisi olan iklim değişikliğine dikkat çeken yoğun protestolar, liderlerin gündeminde yerini almayı başaramadı. Seçimlerin ardından AB kurumlarında kimlerin yer alacağı konusuna daha fazla zaman ayırmak isteyen liderler, bu yönüyle vatandaşların değil kendi sorunlarıyla ilgileniyormuş algısı yaratıyor. Zira katılım oranlarının da gösterdiği üzere -2014 yılında %42- AB liderlerinin bu derece gündeminde olan AP seçimleri, Avrupa vatandaşları için geleceğe doğru atılan bir adım olmaktan çok uzak.

Sibiu’daki görüşme öncesi Avro Alanı’nda bir ilerleme olmadığı eleştirisinde bulunan ve “beraber çalışma motivasyonumuzu kaybettik” diyen Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, zirvelerdeki süslü sözlerin arkasında zedelenmiş bir dayanışma ruhu olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle de Komisyon Başkanı seçimindeki öncü lider Spitzenkandidaten sisteminin üye ülke liderlerince pek benimsenmemiş olduğunu kanıtlayan yorumlar, AP seçimlerindeki tek çekişmenin popülist ve AB şüpheci cepheyle olmayacağına dair de sinyaller veriyor. Bu durumun farkında olduğunu ifade eden AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, bir sonraki randevunun 28 Mayıs tarihinde olması konusunda ısrarcı. Seçimlerin ardından kopacak fırtınaları yönetmek için önceden önlem almak isteyen bir lider imajı veren Tusk’un çağrısı var olan sorunu çözecek somut bir adım olarak görülmüyor. Ancak fikir ayrılıklarının tek bir görüşmeyle çözüleceğini düşünmek de fazlasıyla gerçek dışı olurdu. Dolayısıyla Sibiu Zirvesi’nde verilen “her şeye rağmen birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” mesajı, zedelenmiş olsa da hala kopmamış bir birliktelik ruhunun var olduğunu kanıtlaması açısından ziyadesiyle önemli.

Liderlerin gündeminde hep daha iyi yarınlar olması umut vadedici olsa da o yarının ne zaman geleceği konusundaki şüphelerin vatandaşların kafasında giderek daha fazla yer etmesi, entegrasyon projesinin kazanımlarının unutulmasına sebep oluyor. Diğer yandan çok katmanlı ve entegre yapısının bir sonucu olarak tek bir hamleyle çözülecek sorunlara sahip olmayan Birliğin kabuk değiştirmesi ve baş döndürücü hızdaki dönüşümlere uyum sağlaması için zamana ihtiyaç duyduğu da kabul edilmeli. Bu bağlamda daha genç, dinamik ve AB kurumlarındaki koltukların ötesinde vatandaşların geleceğe dair sorunlarıyla doğrudan ilgilenen politikacıların AB’nin geleceğinde yer alması önem taşıyor.

Selvi Eren, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar