İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni

TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ: Komisyondan Batı Balkanlar ve Türkiye’ye Sosyoekonomik Reform Tavsiyeleri

17 Mayıs’ta AB maliye bakanlarının sunduğu sosyoekonomik reform tavsiyeleri, Batı Balkanlar ve Türkiye ekonomilerinin yaşadığı sorunların çözümünde kulak ardı edilmemeli.
TÜRKİYE-AB GÜNDEMİ: Komisyondan Batı Balkanlar ve Türkiye’ye Sosyoekonomik Reform Tavsiyeleri

Komisyondan Batı Balkanlar ve Türkiye’ye Sosyoekonomik Reform Tavsiyeleri

AB maliye bakanları, 17 Mayıs 2019 tarihinde Batı Balkanlar ve Türkiye’den mevkidaşları ile bölgenin AB ile olan yıllık ekonomik ve mali diyaloğu kapsamında Brüksel’de bir araya geldi. Bakanlar, Türkiye ve Batı Balkanların karşılaştığı temel ekonomik zorlukları elen alan Ortak Sonuç Belgesi’ni kabul etti. Aynı zamanda bölgenin akut sosyoekonomik reform ihtiyaçları için uygulanacak politikalarda rehberlik yapma taahhüdünde bulunuldu.

Ekonomik ve mali diyalog, her bir hükümet tarafından hazırlanan ve sonrasında Avrupa Komisyonu ile AMB tarafından değerlendirilen Ekonomik Reform Programları’na temeline dayanıyor. Söz konusu uygulama, Batı Balkanlar ve Türkiye’de makroekonomik istikrarın sağlanması ve yapısal reformların hayata geçirilmesi için gerekli olan ekonomik yönetişimin güç kazanması amacıyla yürütülüyor. Bu doğrultuda Kopenhag kriterleri kapsamında serbest piyasa ekonomisine geçmesi gereken altı Batı Balkan ülkesi ve 2018’in özellikle ikinci yarısından beri ekonomik zorluklar yaşayan Türkiye için AB’nin reformlar önerilerini dikkate almak gerek.

AB’den Batı Balkanlara Yönelik Sosyoekonomik Reform Tavsiyeleri

Brüksel’de 17 Mayıs’ta bir araya gelen AB maliye bakanları ile Batı Balkanlardan gelen mevkidaşları, altı Batı Balkan ülkesine yönelik bazı reform tavsiyelerinde bulundu. İlk olarak Arnavutluk için bakanların mutabakata vardığı reform tavsiyelerinin başında kamu maliyesinde şeffaflığın sağlanması ve devlet yatırım planlamasının iyileştirilmesi için daha fazla çaba sarf edilmesi geliyor. AB maliye bakanları Arnavutluk yetkilileri ile takipteki kredilerin çözümü için çalışmalar yürütülmesi, adalet reformu uygulanması, KOBİ’lere sağlanan destek hizmetlerinin geliştirilmesi ve turizme yatırım teşvikinde bulunulması konularında uzlaşıya vardı. Arnavutluk yetkilileri ayrıca enerji piyasasının serbestleştirilmesini, enerji verimliliğinin artırılmasını ve yenilenebilir enerji kullanımına ivme kazandırılmasını kabul etti. İlaveten AB maliye bakanları, Arnavutluk’a işgücü piyasasına ilişkin politikaların geliştirilmesi, sosyal bakım ihtiyaçlarının daha iyi bir şekilde değerlendirilmesi için kapasite artırımı ve erken çocukluk eğitimi ile bakım harcamalarının artırılması için tavsiyelerde bulundu.      

Bir diğer Batı Balkan ülkesi olan Karadağ yetkilileri ile AB maliye bakanlarının uzlaşıya vardığı sosyoekonomik reform tavsiyelerinin başında kamu borcunun azaltılması, bütçe yönetiminin iyileştirilmesi ve bankalar dışında yapılan borçlanma sayısının düşürülmesi geliyor. Ayrıca işletmeler için düzenleyici ortamın iyileştirilmesi, kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilmesi, istihdamı artırmaya yönelik adımların sosyal hizmetler ile koordineli bir biçimde atılması, kamu sektörünün şeffaflığının artırılması ve ülkedeki istatistiklerin daha güvenli hale getirilmesi de AB maliye bakanlarının Karadağ’a yönelik sosyoekonomik reform tavsiyeleri arasında yer alıyor.

Mali planlamanın iyileştirilmesi, kamu şeffaflığının artırılması ve Karadağ’a benzer şekilde ülkedeki istatistiklerin daha iyi bir hale getirilmesi Bosna-Hersek’e AB maliye bakanları tarafından sunulan politika tavsiyelerinin başında geliyor. Ayrıca kamu yatırımlarının artırılması, sosyal yardımların iyileştirilmesi, kamu iktisadi teşekküllerinin yeniden yapılandırılması ve ülkedeki özelleştirme faaliyetlerinin artırılması uzlaşıya varılan diğer konulardan bazıları. Ek olarak, Bosna Hersek’te açılan işletmelerin tescil işlemlerinin kolaylaştırılması ve işgücü piyasasındaki ihtiyaçlar ile müfredat arasındaki bağlantının iyileştirilmesi amacıyla eğitim politikalarının gözden geçirilmesi de taraflar arasında mutabakata varılan reformlar arasında yer alıyor.  

30 Eylül 2018 tarihinde düzenlenen referandum ile adı Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirilen bir diğer Batı Balkan ülkesi için AB maliye bakanlarının sosyoekonomik alanda önerdiği reformlar; borç oranının dengede tutulması, kamu maliyesi şeffaflığının artırılması için daha iddialı bir mali güçlendirmenin hayata geçirilmesi ve takipteki kredilerin çözüme kavuşturulması ile start alıyor. Kuzey Makedonya’ya sunulan bu tavsiyeleri yerel para biriminin kullanımının artırılması için belirlenen stratejilerin uygulanması, mali gelirlerin kayıt altına alınması ve mahkemelerin ticari ihtilafları çözme konusundaki kapasitelerinin artırılması önerileri takip ediyor. Kuzey Makedonyalı yetkililer AB maliye bakanları ile ayrıca ekonominin kayıt altına alınması, eğitim sisteminin modernleştirilmesi ve sosyal koruma kanununun kabul edilmesi konularında da uzlaşıya vardı.

Brüksel’de 17 Mayıs 2019 tarihinde bir araya gelen AB maliye bakanları bir diğer Batı Balkan ülkesi olan Kosova için 2020 bütçesinin hâlihazırdaki mali kurallar ile uyumlaştırılması, kamu yatırımlarına ilişkin projelerin yönetimlerinin iyileştirilmesi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması konularında reform tavsiyelerinde bulundu. Kosovalı yetkililer; enerji verimliliğini teşvik etmeyi, enerji maliyetlerinde yaşanması muhtemel artışlarla başa çıkabilmek için bir yol haritası hazırlamayı ve yenilenebilir enerjiyi desteklemeyi taahhüt etti. Kayıtlı ekonomiyi destekleme sözü veren Kosova, kadınlar için aktif işgücü piyasasını teşvik etmek için gereken tedbirleri artırmayı, revaçta olan meslekler için mesleki eğitimi desteklemeyi ve başta erken çocukluk dönemi olmak üzere eğitime yapılan tüm yatırımları artırmayı kabul etti.

Son olarak, 17 Mayıs’ta Batı Balkanlardan ve Türkiye’den mevkidaşları ile bir araya gelen AB maliye bakanları Sırbistan’a yönelik de birtakım sosyoekonomik tavsiyelerde bulundu. Mali istikrarın ve altyapı alanındaki kamu yatırımlarının artırılması konularında mutabakat sağlanan görüşmede; Sırp yetkililer, ülkelerindeki mali kuralların güvenilirliğinin artırılması, yerel para biriminin kullanımının teşvik edilmesi ve yeni sanayi stratejisinin tamamlanması taahhüdünde bulundu. Kamuya ait enerji şirketlerinin ayrıştırmasının tamamlanması ve elektriğe uygulanan vergilerin gerçek maliyetleri gösterir şekilde ayarlanması da Komisyonun tavsiyeleri arasında yer alıyor. Aktif işgücü piyasası politikalarını teşvik etmek için finansman kaynaklarının artırılması, kayıtlı istihdamın desteklenmesi ve düşük ücretli işlerdeki maaş dışı işgücü maliyetinin düşürülmesi Avrupalı ve Sırp maliye bakanlarının Ekonomik Reform Programı ışığında uzlaşıya vardığı son reform önerileri.

Resesyondaki Türkiye için Komisyonun Değerlendirmesi ve Tavsiyeleri

Avrupa Komisyonu tarafından 11 Nisan 2019 tarihinde yayımlanan Türkiye’nin 2019-2021 dönemi Ekonomik Reform Programı’na ilişkin değerlendirme incelendiğinde, ilk vurgulanan şeyin Türkiye ekonomisinin 2018’in dördüncü çeyreğinde %3 ve 31 Mayıs 2019’da açıklanan son verilere göre 2019’un ilk çeyreğinde de %2,6 daralarak birbirini takip eden en az iki çeyrek boyunca ekonominin küçülmesi anlamına gelen resesyona girdiğini ve bunun 2019’un ikinci yarısında düzelmesinin beklendiğini görüyoruz. Türk lirasının güçlü değer kaybı neticesinde ülkedeki mali koşulların ciddi anlamda zarar gördüğünün vurgulandığı raporda; Türkiye’nin yüksek oranda yabancı sermayeye olan bağlılığı ve artan enflasyona dikkat çekiliyor. Orta dönemdeki stratejisi mali disipline dayandırılan Türkiye ekonomisinin, önümüzdeki dönemde mücadele edeceği bazı konuların altı çiziliyor.

Bu kapsamda yurt içi tasarrufların artırılması gerektiğinin vurgulandığı Türkiye’nin 2019-2021 dönemi Ekonomik Reform Programı’na ilişkin Komisyon değerlendirmesinde, bütçe politikasının sayısal kurallar ve bağımsız mali kurumlar gibi güven yükseltici etmenlerden yoksun olması sebebiyle daha şeffaf olması gerektiği kaydediliyor. Olağanüstü hal kaldırılmış olmasına rağmen yatırım ortamı başta olmak üzere ekonominin tamamında ciddi anlamda bir belirsizlik atmosferinin kendini hissettirdiği ifade ediliyor. Kayıtlı hale getirme çabalarına rağmen Türkiye’deki kayıt dışı sektörün büyük oranda varlığını sürdürdüğü ve işgücünün üçte birinin kayıt dışı sektörde istihdam edildiği bilgisi de paylaşılıyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin çözmesi gereken önemli sosyoekonomik problemlerin sonuncuları ise özellikle kadınlar ve gençler arasında düşük seviyelerde seyreden işgücüne katılım oranı ile beklenenden düşük performans sergileyen eğitim sistemi. 

Bu kapsamda 17 Mayıs’ta Türk mevkidaşları ile Brüksel’de bir araya gelen AB maliye bakanlarının Türkiye’ye önerdiği sosyoekonomik reform tavsiyeleri yurt içindeki tasarrufların artırılması ve enflasyonun düşürülmesi amacıyla maliye ve para politikalarının iyileştirilmesi ile başlıyor. Adını son aylarda sıklıkla duyduğumuz yapısal reformlar konusunda ise Türk yetkililer, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi ve yönetimine kayyum atanan şirket sayısının azaltılması yönünde çaba sarf etme taahhüdünde bulundu. Tüketici fiyatları üzerinde devletin payının azaltılması üzerinde mutabakat sağlayan taraflar; kayıt dışı sektörün küçültülmesi, okul öncesi eğitimin iyileştirilmesi, okula kayıt oranlarının artırılması ve kadınların işgücüne katılımlarının teşvik edilmesi noktalarında da fikir birliğine vardı.

Öte yandan 29 Mayıs 2019 tarihinde yayımlanan 21’inci Türkiye Raporu, AB müktesebat fasıllarında ülkemizin sağladığı ilerlemelerin yanında siyasi ve ekonomik kriterlerde de Birliğe uyumunu inceliyor. Ancak söz konusu raporda önceki yıllarda da benzer ifadelerin yer aldığı siyasi kriterlere ek olarak bu yıl ekonomik kriterlerde önemli geriye gidişler olduğu ifade ediliyor. Piyasa ekonomisinin işleyişine dair ciddi tereddütlerin mevcut olduğu belirtilen 21’inci Türkiye Raporu’nda; kayıt dışı sektörün mevcudiyeti, hükümetin önemli sektörlerde fiyat koyma etkisinin sürdüğü, devlet desteklerindeki şeffaflığın azaldığı ve işsizlik ile enflasyonun yükseldiği kaydediliyor. Öte yandan herhangi bir ilerlemenin şu an için öngörülmediği ve yeni bir faslın açılmayacağının belirtildiği raporda, özellikle Türk tarafının AB ile olan ilişkilerine ivme kazandırmasını umduğu Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenmesi hususunda da herhangi bir adım atılmayacağı kaydediliyor. Tarafların ilişkisinde en merakla beklenen belgelerden olan Türkiye Raporu’nda hâkim olan bu karamsar tablodan sıyrılıp, 17 Mayıs’ta tavsiye edilen sosyoekonomik reformlara odaklanmak için gerekli motivasyonu bulmak zor gözükse de Türkiye’nin AB katılım sürecinin de ötesinde kendi ekonomisi için ciddi ve kararlı adımlar atması gerektiği aşikâr. Bu noktada da Birliğin tavsiyelerini kulak ardı etmemek kesinlikle ülkemizin lehine olacak gibi duruyor.

Merve Özcan, İKV Uzman Yardımcısı

Diğer Yazılar