AB GÜNDEMİ: AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda Sıra Üçüncü Kez Finlandiya’nın
AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda Sıra Üçüncü Kez Finlandiya’nın
Romanya, 1 Ocak-30 Haziran 2019 tarihleri arasında yürüttüğü AB Konseyi Dönem Başkanlığı görevini, 1 Temmuz itibarıyla Finlandiya’ya devretti. 31 Aralık 2019 tarihine kadar sürecek görevi kapsamında Finlandiya, kendisinden önceki dönem başkanı Romanya ve kendisinden sonraki dönem başkanı Hırvatistan ile oluşturduğu üçlü dönem başkanlığı olarak tanımlanan “trio”nun ikinci ülkesi.
Bilindiği üzere trio kapsamında art arda dönem başkanı olan üç ülke, 18 ay için belirledikleri genel öncelikler doğrultusunda kendi dönem başkanlıklarına ilişkin özel önceliklere karar veriyor. Romanya-Finlandiya-Hırvatistan triosu; ortak değerler, sürdürülebilir büyüme ve güvenlik gibi alanlara önem veriyor. 1 Ocak 2019-30 Haziran 2020 dönemi için üç ülkenin belirlediği tematik alanlar ise istihdam, büyüme, rekabetçilik için Birlik, tüm vatandaşlarını koruyan ve güçlendiren Birlik, ileri görüşlü iklim politikası ile Enerji Birliği, güçlü küresel bir aktör olarak AB ile özgürlüklerin, güvenliğin ve adaletin Birliği.
Kâğıt üzerinden realiteye döndüğümüzde ise Romanya-Finlandiya-Hırvatistan triosunun tabiri caizse “kördüğüm” haline gelmiş ve 31 Ekim 2019’a kadar son uzatmaların oynanacağı Brexit süreci, Birliğin 2021-2027 dönemi bütçesi ve AB kurumları için üst düzey görevlendirmeler gibi somut öncelikleri mevcut. Bunların yanı sıra EUobserver’da 28 Haziran 2019 tarihinde Finlandiya Dönem Başkanlığı başlamadan üç gün önce yayımlanan bir makalede de altı çizildiği üzere, Macaristan ve Polonya’da hukukun üstünlüğüne ilişkin yaşanan ihlaller Birliğin en kuzeyde yer alan ülkesinin ajandasında üst sıralarda yer alacak. Bu konuda kendinden önceki son dönem başkanları olan Romanya ve Avusturya’dan daha aktif bir yaklaşım izlemesi beklenen Finlandiya’nın AB İşleri Bakanı Tytti Tuppurainen de aynı günlerde gazetecilere verdiği bir röportajda, aşırı sağ partilerin oylarını artırdığı AB’de ülkesinin kurallara dayanan sistemin devamlılığına ve hukukun üstünlüğüne büyük önem verdiğini dile getirdi.
Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı önceliklerini ayrıntılı bir şekilde ele almadan önce son olarak vurgulanması gereken önemli bir nokta daha var. 1 Temmuz-31 Aralık 2019 tarihleri arasında üçüncü kez AB Konseyi Dönem Başkanlığı görevini üstlenen Finlandiya’nın ilk başkanlığı olan Temmuz-Aralık 1999 dönemi, Türkiye’nin aday ülke ilan edildiği 10-11 Aralık 1999 tarihli Helsinki Zirvesi’ne tanıklık etmişti. Tarihi Zirve’nin 20’nci yıl dönümünde tekrar AB Konseyinin sürücü koltuğuna geçen Finlandiya’nın girişimleri ile Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılması ve bu kapsamda en son 26 Mart 2018 tarihinde Bulgaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığı kapsamında Varna’da düzenlenen Türkiye-AB Zirvesi’ne benzer bir zirvenin düzenlenmesi yönünde umutlar yüksekti. Ancak Doğu Akdeniz’de yaşanan sondaj krizi ile bir hayli gerilen Türkiye-AB ilişkilerinde son günlerde AB’nin Türkiye’ye yönelik hayata geçirmeyi planladığı yaptırımların sıklıkla telaffuz edildiği bir ortamda “Helsinki ruhuna” yönelik umut beslemek için henüz erken gibi duruyor.
Finlandiya’nın Yol Haritası: Ortak Değerler, Rekabet, İklim ve Güvenlik
14 Nisan 2019 tarihinde sandığa giden Finlandiya’da seçimlerden yaklaşık iki ay sonra 6 Haziran’da Sosyal Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Antti Rinne’nin başkanlığında göreve başlayan beş ortaklı -Merkez Parti, Yeşiller, Sol İttifak ve İsveç Halkının Partisi- koalisyon hükümeti, AB Konseyi Dönem Başkanlığı önceliklerini Haziran ayının son günlerinde kamuoyu ile paylaştı. “Sürdürülebilir Avrupa – sürdürülebilir gelecek” sloganı ile paylaşılan programa göre Finlandiya’nın benimseyeceği öncelikler; ortak değerleri ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek, AB’yi daha rekabetçi ve sosyal açıdan kapsayıcı hale getirmek, iklim eyleminde AB’nin küresel lider olarak pozisyonunu güçlendirmek ve vatandaşların güvenliğini kapsamlı olarak korumak.
Ayrıca 20-21 Haziran 2019 tarihlerinde gerçekleşen AB Liderler Zirvesi’nin çıktısı olan 2019-2024 döneminde Birliğin eylemlerine ve politikalarına yol gösterecek AB Stratejik Gündemi’nin de Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda onaylanması bekleniyor. İlk kez 9 Mayıs 2019 tarihindeki Sibiu Zirvesi’nde liderlerin ele aldığı AB Stratejik Gündemi; vatandaşları ve özgürlükleri korumak; güçlü ve canlı bir ekonomik temel geliştirmek; iklim nötr, yeşil, adil ve sosyal bir Avrupa inşa etmek ve Avrupa’nın çıkarlarını ve değerlerini dünya sahnesinde desteklemek olmak üzere dört önceliğe sahip. AB Stratejik Gündemi’nin Konseyin günlük rutinine entegre edilmesinde görev alacak ilk ülke de bu durumda Finlandiya olacak.
-Ortak Değerleri ve Hukukun Üstünlüğünü Güçlendirmek:
1 Temmuz-31 Aralık 2019 tarihleri arasında yürüteceği AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nın ilk önceliği olan ortak değerleri ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek kapsamında Finlandiya, AB’nin bir değerler birliği ülküsüne dayandığını hatırlatıyor ve bu değerlerin insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan hakları olduğunu vurguluyor. Konseyde hukukun üstünlüğüne ilişkin süreçlerin iyileştirilmesine özen gösterileceği ve AB fonlarından yararlanmanın bu ilkeye uyum koşuluna bağlanması için yürütülen çalışmalara devam edileceği ifade ediliyor. Birliğin tüm politika alanlarında eşitliği ve kapsayıcılığı artırmaya yönelik adım atması gerektiğinin altı çiziliyor. Eşitsizliklerin ciddi boyutlarda beşeri ve ekonomik kayıplara yol açma riski taşıdığının bilincinde olan Finlandiya, bu kapsamda cinsiyet eşitliğini de dönem başkanlığı politikalarının vazgeçilmez bir parçası yapacağını vurguluyor.
-AB’yi Daha Rekabetçi ve Sosyal Açıdan Kapsayıcı Hale Getirmek:
Finlandiya’nın dönem başkanlığı görevindeki ikinci önceliği olan AB’yi daha rekabetçi ve sosyal açıdan kapsayıcı hale getirmek; kapsayıcı ve gelecek odaklı Tek Pazar, kapsayıcı büyümenin temeli olarak görülen refah ve vasıflar, iddialı, açık ve kurallara dayanan ticaret politikası ve kapsayıcı ekonomik birlik olmak üzere dört alt önceliğe ayrılmış durumda. Küresel ticaretteki gerilimler, Brexit ve siyasi arenada artmakta olan belirsizliklere dikkat çeken Finlandiya; AB’nin verimliliğini ve rekabet gücünü artırmak için birçok zorluğa göğüs germesi gerektiğinin farkında. 15 trilyon avro hacmindeki GSYH’ye, 500 milyon tüketiciye ve 21 milyon KOBİ’ye kucak açan Tek Pazar’ı kurallara dayanan ve en güncel standartlarla donatılmış hale getirmenin AB’nin rekabet gücünü artıracağı vurgulanıyor. Sosyal Haklar Sütunu, istihdam koşulları ve sosyal güvenlik kuralları gibi doğrudan vatandaşların hayatına dokunan alanlara özel önem atfedileceğinin belirtildiği Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda hizmet sektörüne de dikkat çekiliyor. Yeni teknolojilerin, dijitalleşmenin, farklı iş modellerinin ve değer zincirlerinin giderek önem kazandığı günümüzde, sınır ötesi hizmet ticaretindeki engellerin kaldırılmasının ve özellikle dijital hizmet ticaretinin teşvikinin önemine vurgu yapılıyor.
Daha rekabetçi ve sosyal açıdan kapsayıcı AB önceliğinin ikinci alt başlığı olan kapsayıcı büyümenin temeli olarak görülen refah ve vasıflar altında Finlandiya, ilk olarak Birliğin karşılaştığı vasıflı işçi azlığı sorununa dikkat çekiyor. Bireylerin refahını artırmak ile üretimlerine ivme kazandırmak arasında doğru orantılı bir ilişki olduğunun bilincinden hareketle Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı programında eğitime de özel bir yer ayrılmış durumda. Bu kapsamda Erasmus programına daha fazla odaklanmak gerektiği ve Avrupa üniversitelerini güçlendirerek bir “süper üniversite” modeli yaratmanın elzem olduğu kaydediliyor. Vasıflı işçi sayısını artırmak için ayrıca işgücü piyasasına yönelik düzenlemelerin, göçmen politikalarının ve kadınların istihdam koşullarının bilinçli bir yaklaşımla hazırlanması gerektiği, bunun yanında iş-özel hayat dengesinin de iyileştirilmesinin büyük önem arz ettiği ifade ediliyor.
Daha rekabetçi ve sosyal açıdan kapsayıcı AB önceliğinin üçüncü alt başlığı olan iddialı, açık ve kurallara dayanan ticaret politikası önceliği kapsamında Finlandiya, küresel ticaret sahnesinde artmakta olan belirsizliğe ve gerginliğe parmak bastıktan sonra AB’nin çok taraflı ve kurallara dayanan ticaret sistemini savunması gerektiğinin altını çiziyor. Dünyadaki en büyük ticaret bloğu olan AB’nin rekabet gücünü iddialı, serbest ve kurallara dayanan bir ticaret politikasının artıracağının ifade edildiği öncelik kapsamında ayrıca DTÖ’nün modernizasyonu ve ihtilafların halli mekanizmasının iyileştirilmesi ihtiyaçları da hatırlatılıyor. Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nda Birliğin ticaret müzakerelerine devam edileceği, bu kapsamda Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker ile ABD Başkanı Donald Trump arasında 25 Temmuz 2018’de Transatlantik ilişkilerdeki gerginliği azaltmak amacıyla varılan mutabakat neticesinde yürütülen görüşmelerin hız kesmeden sürdürüleceği kaydediliyor. Çin ile olan ticari ilişkilerin daha dengeli bir düzlemde yürütüleceği de Finlandiya’nın Dönem Başkanlığı programının satır aralarında yerini alıyor. Daha rekabetçi ve sosyal açıdan kapsayıcı AB önceliğinin son alt başlığı olan kapsayıcı ekonomik birlik kapsamında ise sürdürülebilir finansman, sermaye piyasalarındaki risklerin çeşitlendirilmesi, dijital vergilendirme, vergi kaçakçılığı ve terörist finansmanı gibi konuklara atıfta bulunuluyor.
-İklim Eyleminde AB’nin Küresel Lider Olarak Pozisyonunu Güçlendirmek:
Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı önceliklerinden üçüncüsü olan iklim eyleminde AB’nin küresel lider olarak pozisyonunu güçlendirmek kapsamında Birliğin Paris Anlaşması taahhütlerine olan bağlılığının altı çiziliyor. Üye Devletlerin 2030 yılı için olan Ulusal Katkı Beyanlarını (Nationally Determined Contributions – NDC) en kısa zamanda tamamlamaları gerektiğinin hatırlatıldığı programda ayrıca iklim politikasının tüm sektörlere entegre edilmesi, sera gazı emisyonlarının azaltılmasında döngüsel ekonominin rolü, atık yönetimi ve plastik kullanımının düşürülmesi gibi konulara dikkat çekiliyor.
-Vatandaşların Güvenliğini Kapsamlı Olarak Korumak:
Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı önceliklerinin sonuncusu olan vatandaşların güvenliğini kapsamlı olarak korumak başlığı altında diplomasi, kriz yönetimi, ticaret politikası ve kalkınma yardımları gibi araçlar vasıtasıyla Birliğin sınırlarının içinde ve dışında artmakta olan güvenlik tehditleri karşısında Avrupalı vatandaşların korunmasına ilişkin adımlar atılması taahhüt ediliyor. Finlandiya Dönem Başkanlığı’nın son önceliğinin alt başlıkları altında yer alan güçlü, birleşik ve etkili bir AB dış eylemi kapsamında 2021-2027 Çok Yıllı Mali Çerçeve döneminde AB’nin dış eylem finansmanında reformlara gitmenin elzem olduğu ifade ediliyor. Küresel yönetişimde önemli görevler üstlenen AB’nin, BM esaslı kurallara dayanan sistemin sürdürülebilirliği için taşın altına elini her zamankinden daha çok koyması gerektiğinin altı çiziliyor. Finlandiya Dönem Başkanlığı’nın bu öncelik altında bir diğer hassasiyetinin ise daha eşitlikçi, karşılıklı fayda sağlayan ve kapsamlı bir AB-Afrika ortaklığı yürütmek olduğu ifade ediliyor. Bu öncelik altında ayrıca ABD, Çin ve Rusya ile olan ilişkilerin yanı sıra Doğu Ortaklığı’na da değiniliyor. Birliğin Batı Balkanlar’a yönelik genişleme perspektifinin Finlandiya Dönem Başkanlığı’nda da devam edeceği, Türkiye’nin ise aday ülke olarak AB’nin birçok alanda önemli bir ortağı olarak kalmayı sürdüreceği Finlandiya Dönem Başkanlığı programının belki de en dikkat çekici kısmı.
Vatandaşların güvenliğini kapsamlı olarak korumak önceliğinin bir diğer alt başlığı olan Avrupa’yı korumak ve güvenlik ile savunma alanlarında iş birliği yaparak güvenliği ve savunmayı sağlamak kapsamında PESCO (Permanent Structured Cooperation) ve Avrupa Savunma Fonu gibi oluşumların Üye Devletlerin birlik ve beraberliğini pekiştirdiği ifade ediliyor. Bir diğer öncelik alanı olan hibrid ve siber tehditler karşısında direnç inşa etmek altında ise siber saldırılar, seçimlere müdahale ve dezenformasyon kampanyaları gibi problemlere dikkat çekiliyor. Bu tehditlerin AB’nin politika yapım süreçlerinden Üye Devletlerin arasındaki birlik ve beraberliğe kadar pek çok önemli alanda büyük zararlara yol açabileceği ifade ediliyor. AB ile NATO arasındaki iş birliğinin hibrid tehditler ile mücadelede başat aktör görevi gördüğüne dikkat çekilen Finlandiya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı programında ayrıca bu tehditler karşısındaki farkındalığı ve dayanıklılığı artırmak amacıyla farklı seviyelerde senaryo bazlı politika tartışmaları düzenleneceği açıklanıyor. Siber tehditler noktasında ise yaklaşmakta olan 5G yeni nesil internet teknolojisinin sınırsız imkânın yanı sıra güvenlik açığı risklerini de beraberinde getirebileceğine dikkat çekiliyor.
Ayrıntılı şekilde ele alınan bu dört öncelik alanı dışında Finlandiya’nın 1 Temmuz-31 Aralık 2019 tarihleri arasında yürüteceği AB Konseyi Dönem Başkanlığı’na ilişkin daha ayrıntılı bilgiye https://eu2019.fi/en/frontpage adresinden ulaşılabilir.
Merve Özcan, İKV Uzman Yardımcısı