AB GÜNDEMİ: 20 Yıldır Beklenen Mercosur STA`sında AB`nin Kırmızı Çizgisi: Tarım
20 Yıldır Beklenen Mercosur STA’sında AB’nin Kırmızı Çizgisi: Tarım
28 Haziran 2019 tarihinde AB, Güney Amerika Ortak Pazarı’nın (Mercado Común del Sur - Mercosur) dört kurucu üyesi –Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay- ile kapsamlı ve yeni nesil bir ticaret anlaşması için uzlaşıya vardı. Tamı tamına o günden 20 yıl önce, 28 Haziran 1999 tarihinde müzakerelerine başlama kararı alınan anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte dünyanın en büyük serbest ticaret alanı yaratılmış olacak. 28-29 Haziran 2019 tarihlerinde Japonya’nın Osaka şehrinde 14’üncüsü düzenlenen G20 Zirvesi ile aynı günde uzlaşıya varıldığı duyurulan ve bu sebeple zamanlaması manidar olan AB-Mercosur STA’sı, Birliğin kurallara dayalı ticaret sisteminin devamlılığına yönelik çabası niteliğinde.
Müzakerelerinde sona gelinen ve ulusal parlamentolar, AP ve Konseyin onayından sonra uygulamaya girecek olan Anlaşma, Güney Amerika Ortak Pazarı’nın ilk önemli ticaret anlaşması olacak. Neredeyse 800 milyon insanı kapsayacak olan AB-Mercosur STA’sı, Birliğin son dönemde hayata geçirdiği yeni nesil STA’larında olduğu gibi gıda güvenliği, tüketicinin korunması, sürdürülebilir kalkınma ve çevre gibi alanlarda yüksek standartların uygulanmasını zorunlu kılacak. Avrupa Komisyonu Başkanlığı’nı 1 Kasım 2019 tarihinde Alman politikacı Ursula von der Leyen’e teslim edecek olan Jean-Claude Juncker’in “tarihi” olarak nitelendirildiği AB-Mercosur STA’sı, diğer yandan ise özellikle tarımda yol açması beklenen olumsuzluklar sebebiyle son zamanların gündemden düşmeyen konularından biri haline geldi.
AB-Mercosur Ticaretine Kısa Bir Bakış
20 yıl süren müzakerelerin ardından tünelin ucundaki ışığın anca göründüğü AB-Mercosur STA’sını ele almadan önce Birliğin Mercosur ülkeleri ile ticaretini incelemekte fayda var. 1991 yılında Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay tarafından imzalanan Asunción Anlaşması ile kurulan Mercosur’un amacı, üyeleri arasında ticaretin serbest bir şekilde yapılmasını sağlamak ve siyasi iş birliğini artırmaktı. Ancak zaman içerisinde Güney Amerika Ortak Pazarı’nın siyaset sahnesinden ziyade ekonomi ve ticaret alanında kendine rol kaptığı biliniyor. 2012 yılında tam üyelerden biri olmaya hak kazanan Venezuela’nın üyeliği, 2017 itibarıyla ülkede demokratik esaslara uyulmadığı sebebiyle süresiz olarak askıya alındı. Tam üyelerin yanı sıra Mercosur içerisinde ortak üyeler de bulunuyor. Bunlar; Şili, Ekvador, Peru, Kolombiya, Surinam, Guyana ve tam üyeliği Aralık 2012’de imzalanan; ancak onay süreci devam eden Bolivya.
Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay’dan oluşan Mercosur yıllık ortalama 2,2 trilyon avro GSYH’leri ile AB, ABD, Çin ve Japonya’nın ardından dünyanın beşinci büyük ekonomisi olma özelliği taşıyor. AB ve Mercosur ülkeleri arasındaki ticari ilişkiler 1999 yılında yürürlüğe giren bölgeler arası anlaşmaya dayanıyor. Ayrıca AB ile Mercosur ülkeleri arasında ikili iş birliği anlaşmaları da mevcut. Aynı zamanda AB, Güney Amerika Ortak Pazarı’nın dört kurucu üyesinin en büyük ticaret ve yatırım ortağı.
2018 yılında AB’nin 45 milyar avro değerinde mal ihracatı gerçekleştiği Mercosur’un dört kurucu ülkesinden 42,6 milyar avro değerinde ithalat yapıldı. Son verilere göre Mercosur ülkelerinin AB’ye en büyük ihraç kalemi, tarımsal ürünler. Bu kapsamda gıda maddeleri, meşrubatlar ve tütün ürünleri %20,5 ile ilk sırada gelirken; sebzeler %16,3 ile ikinci sırada ve et ile diğer hayvansal ürünler %6,1 ile üçüncü sırada geliyor. AB’nin dört Mercosur ülkesine yaptığı ihracatta ise %28,6’lık oran ile makineler, %23,6 ile kimyasallar ve ilaç, %13,3 ile de ulaştırma ekipmanları öne çıkıyor.
Hizmet ticaretine baktığımızda 2017 yılında AB’nin Mercosur ülkeleri ile 23 milyar avro değerinde ihracat, 11 milyar avro değerinde ise ithalat gerçekleştirdiğini görüyoruz. Benzer şekilde 60 bin 500 civarında AB şirketinin bulunduğu Güney Amerika Ortak Pazarı, yıllar içerisinde AB yatırımları için gittikçe önem kazanan bir destinasyon haline gelmiş vaziyette. Nitekim 2000 yılında Mercosur ülkelerinde bulunan AB yatırımlarının değeri 130 milyar avro iken; 2017 yılında bu miktar, 381 milyar avroya ulaştı. Mercosur’un AB’deki yatırım hacmi ise 2017 itibarıyla 52 milyar avro civarında hesaplandı.
AB’nin Mercosur ile ticareti çok sayıda istihdam olanağına da zemin hazırlıyor. Nitekim Komisyonun paylaştığı verilere göre, Birliğin sadece Brezilya’ya gerçekleştirdiği ihracat AB’de 855 bin, Brezilya’da ise 436 bin istihdam yaratılması sağladı.
Öte yandan Mercosur ülkeleri, kendi ortak pazarları dışındaki üçüncü ülkeler karşısında ördükleri tarife ve tarife dışı engellerin oluşturduğu yüksek duvarlarla dikkat çekiyor. Bu engellerin başında yüksek ithalat vergileri, külfetli prosedürler ve uluslararası standartlardan ayrışan uygulamalar ve teknik düzenlemeler geliyor. AB ile ticaretinde Mercosur ülkelerinin yüksek vergi uyguladığı sektörlerin başında kimyasallar, ilaç, makine, tekstil, otomotiv, bilgi ve iletişim teknolojileri, çikolata, viski ve diğer alkollü içecekler geliyor. Hizmet sektörü özelinde ise finansal hizmetler, posta ve kurye hizmetleri, telekomünikasyon ve ulaştırma hizmetlerinde Avrupalı işletmelerin, Mercosur pazarına sınırlı bir biçimde erişim sağlayabildiği dile getiriliyor. Kamu alımlarında yabancı firmaların ve ürünlerinin yerine yerli firmalara öncelik sağlandığı ve Mercosur ülkelerinde iş yapmak için gerekli bilgiye erişimde yabancı firmaların zorlandığı sıklıkla gündeme taşınıyor.
AB’nin Mercosur STA’sından Kazanımları
AB ile Mercosur arasında serbest ticaretin kapılarını aralayacak anlaşmanın hayata geçirilmesi için yaklaşık 20 yıldır uğraş veriliyor. Mesafe kat edilemeyen dönemlerin sık sık yaşandığı, hatta bir yerden sonra durma noktasına gelinen müzakere süreci, Mayıs 2016 itibarıyla tekrar başlatıldı. Bu kapsamda düzenli olarak bir araya gelen tarafların 28 Haziran 2019 tarihinde uzlaşıya vardıkları anlaşma; tarifeleri, menşe kurallarını, ticarette teknik engelleri, sağlık ve bitki sağlığı standartlarını, hizmetleri, kamu alımlarını, fikri mülkiyeti, sürdürülebilir kalkınmayı ve KOBİ’lere ilişkin alanları içeriyor.
Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker’in “tarihi” olarak nitelediği Mercosur STA’sında uzlaşma sağlandığı günden bu yana bir şeyin altı kalın kalemle ve defaatle çiziliyor: AB’nin Mercosur ülkelerine yaptığı ticarette her yıl ödediği yaklaşık 4 milyar avro değerindeki verginin sona erecek olması. 1 Şubat 2019 tarihinde yürürlüğe giren AB-Japonya Ekonomik Ortak Anlaşması’nın (EOA) dört katı (Japonya EOA’sı yürürlüğe girmeden önce Birliğin ödediği vergi yıllık yaklaşık 1 milyar avroydu) değerindeki vergiyi tarihin tozlu sayfalarına gömmeyi amaçlayan Mercosur STA’sı, yürürlüğe girdikten sonra Birliğin bugüne kadar akdettiği en büyük ticaret anlaşması olacak.
İki önemli ticaret bloğu arasında hayata geçirilecek anlaşmanın, Mercosur ülkelerine yapılan AB ihracatına uygulanan vergilerin büyük kısmını kaldırması öngörülüyor. Bu kapsamda AB’nin en önemli kazanımının Mercosur ülkelerinin uzun yıllardır yüksek vergi uyguladığı sanayi ürünlerindeki ihracatın artmasından kaynaklanması bekleniyor. Bu kapsamda Mercosur ülkeleri tarafından %35 vergi uygulanan otomobil, %14 ila 18 oranında vergi uygulanan otomobil parçaları ve %14 ile 20 arasında vergi uygulanan makina ihracatının artması bekleniyor. Benzer şekilde %18’e varan verginin uygulandığı kimyasallarda, %14 civarında vergi alınan ilaçlarda, %35 vergiye tabii tekstil ve ayakkabı ile %26 verginin uygulandığı örgü mallarda ihracat artışı öngörülüyor. Bahsi geçen sanayi ürünlerinde tarifelerin sıfırlanmasının birkaç yıl süreceği ifade ediliyor.
AB’nin Mercosur STA’sından elde edeceği diğer kazanımlar incelendiğinde; 357 adet coğrafi işaretli ürünün koruma altına alınacağı ve Mercosur ülkelerinde kamu ihalelerine giren AB işletmelerinin yanı sıra teknoloji, telekomünikasyon ve ulaştırma alanlarındaki hizmet sağlayıcılarına yeni imkânlar sunulacağı tespit ediliyor. Ayrıca özellikle küçük işletmelerin Mercosur ülkelerinde iş yapabilmek için gereken bilgilere erişmesine olanak sağlayacak çevrimiçi bir platformun hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bunların yanı sıra Birliğin son yıllarda akdettiği yeni nesil STA’larda standartlaştırmaya özen gösterdiği Paris Anlaşması’na ilişkin hükümlere ek olarak sürdürülebilir kalkınma, emek piyasası, sivil toplumun tüm süreçlere aktif katılımı ve çevreye ilişkin maddeler de Mercosur STA’sında yer alıyor.
AB’nin Mercosur STA’sındaki Hassasiyeti: Tarım
Bilindiği üzere AB, tarımda benimsediği korumacı tavra paralel olarak ticaret müzakerelerinde tarıma yönelik ya çok az taviz veriyor ya da konuyu masaya bile getirmiyor. Bunu birçok ticaret anlaşmasında olduğu gibi son dönemdeki Yeni Zelanda ve Avustralya STA müzakerelerinde ve ABD ile 25 Temmuz 2018’de varılan mutabakat neticesinde sadece sanayi ürünlerine yönelik başlayan diyalog kapsamında da gördük.
Mercosur ülkeleri için ise anlaşmanın aslan payı tarımda yatıyor; çünkü uzmanlar Güney Amerika Ortak Pazarı’nın kırmızı et, şeker, alkol ve kümes hayvanlarında AB’ye gerçekleştirdiği ihracatın artacağını vurguluyor. Anlaşma kapsamında dört Mercosur üyesine %7,5 gümrük vergisinden 99 bin ton sığır eti kotası ile vergisiz 180 bin ton şeker ve 180 bin ton kümes hayvanı kotasının verilmesi planlanıyor.
AB-Mercosur STA’sından hangi tarım ürünlerinin etkileneceğine ilişkin Euronews’te kaleme alınan bir makaleye göre; portakal suyu, limon, pirinç, sığır eti ve şarap topun ucunda. Birliğin en önemli portakal suyu üreticisi olan İspanya ile dünyadaki en büyük portakal ve portakal suyu üreticisi ve ihracatçısı Brezilya arasındaki rekabetin kızışabileceği dile getiriliyor. Limon konusunda dünyadaki en önemli üreticilerden biri olan Arjantin’in AB pazarına vergisiz ihracatı ile arz fazlası yaşanabileceğine dikkat çekiliyor.
Pirince ilişkin olarak hâlihazırda Myanmar ve Kamboçya’dan yapılan ithalatın Avrupalı pirinç üreticilerini dezavantajlı duruma soktuğu, Mercosur STA’sının uygulanması durumunda bu listeye bir de İspanyol pirinç üreticileri ile aynı nitelikte; ancak daha ucuza pirinç üreten Uruguay’ın eklenme riski olduğu belirtiliyor. Fransa’daki otlak sahipleri de özellikle Arjantin, Uruguay ve Brezilya’daki geniş hayvan çiftlikleri ile yarışamayacaklarına yönelik beyanlarda bulunuyor. Son olarak AB’den şaraba ilişkin de sesler yükseliyor. Güncel durumda Mercosur’dan ithal edilen şaraba uygulanan %20 verginin sıfırlanmasıyla özellikle Arjantin’den alınan şarap miktarının 12 kat artacağı, bunun da Birliğin en önemli şarap üreticileri olan Fransa, İspanya ve İtalya’yı zora sokacağı ifade ediliyor.
Zaten müzakerelerin bugüne kadar uzamasının en önemli sebeplerinden biri de tarımdı. AB’nin ve özellikle büyükbaş hayvan sıralamasında ipi göğüsleyen Fransa’nın kırmızı et ithalatı konusundaki çekinceleri ve Mercosur ülkelerinin otomotiv gibi sanayi ürünlerini kendilerine kıyasla çok daha yüksek standartlara sahip AB’ye açma konusundaki isteksizlikleri sebebiyle süreç, kaplumbağa hızında ilerledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bunu kanıtlarcasına son düzlüğe girilen Mercosur STA’sı için geçtiğimiz aylarda sık sık Brüksel’i aceleci davranmamaya davet etti. Anlaşmada uzlaşı sağlandığının duyurulduğu 28 Haziran’ın hemen akabinde Brüksel merkezli Copa Cogeca isimli Avrupalı çiftçilerini ve üretici örgütlerini temsil eden çatı kuruluş, tarımın sanayi ürünleri başta olmak üzere bazı sektörlerde kazanç sağlamak amacıyla feda edilmesine ramak kaldığı uyarısında bulundu. Benzer şekilde İrlandalı Çiftçiler Derneği (Irish Farmers’ Association) de ulusal parlamentoya anlaşmayı onaylamama çağrısı yaptı.
Mercosur STA’sında tarımı AB’nin hassasiyeti haline getiren bir başka etmen de pestisit kullanımı. ABD’den sonra dünyada en çok pestisit kullanan ülkelerden biri olan Brezilya’nın da aralarında bulunduğu Mercosur’un kurucu üyeleri, tarım ürünlerinde AB tarafından yasaklanan yaklaşık 240 adet kimyasal madde kullanıyor. Benzer şekilde Dünya Sağlık Örgütü tarafından “çok tehlikeli” olarak sınıflandırılan kimyasallardan üç tanesinin Mercosur ülkelerinde üretilen portakallarda bulunması ve bunların anlaşmanın hayata geçmesi durumunda rahat bir şekilde AB’ye ihraç edilecek olması eleştiri konusu. Mercosur ülkelerinden artacak olan tarım ürünleri ithalatının zararlı haşeratların AB’ye girmesini kolaylaştıracağına ve hastalıkları artıracağına bazı uzmanlar tarafından dikkat çekiliyor. Özellikle narenciye sektörü, Mercosur ülkelerinden yapılacak ithalata soğuk işlem zorunluluğu getirilmesi için baskı yapıyor. Çünkü ithal edilecek limon ve portakalların AB’de bulunmayan haşeratları içerme ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor.
Sonuç olarak bir ticaret ortağına ödenen en fazla verginin verildiği Mercosur karşısında AB’nin, anlaşmanın onay süreçlerinden geçerek uygulamaya girmesi durumunda önemli bir ekonomik kazanç sağlayacağı, ayrıca korumacılığıyla bilinen bir pazara erişim imkânı elde ederek ihracatını artıracağı görülüyor. Bunların da ötesinde küresel ticarette Pandora’nın kutusu haline gelmekte olan sistemin yeniden liberal bir şekilde inşası ve yüksek standartlarda serbest ticaretin teşvik edilmesi için Mercosur STA’sında 20 yılın ardından uzlaşı sağlanması önemli. Ancak tarım, AB’nin ve özellikle bazı Üye Devletlerin zayıf karnı ve medyada Mercosur STA’sının onay sürecinin bu sebeple çetin geçeceğine dair haberler dolanıyor. Hangi tarafın galip geleceği ve sürecin ne şekilde sonuçlanacağı merak konusu.
Merve Özcan, İKV Uzman Yardımcısı