Türkiye Raportörü Belli Oldu: Yeni AP’de Türkiye’yi Ne Bekliyor?
AP'nin yeni Türkiye Raportörü Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu (S&D) mensubu İspanyol parlamenter José Ignacio "Nacho" Sánchez Amor oldu. Nacho Sánchez, bu görevi 2014-2019 yasama döneminde üstlenen aynı siyasi gruba mensup Hollandalı parlamenter Kati Piri'den devraldı. Sanchez'in Türkiye raportörlüğünü 2019-2024 yıllarını kapsayan AP'nin 9'uncu yasama dönemi boyunca yürütmesi öngörülüyor.
Mayıs ayında gerçekleşen AP seçimlerinde İspanyol Sosyalist İşçi Partisi'nden seçilerek ilk kez AP'ye giren Sánchez, AP Dış İlişkiler Komitesi, İnsan Hakları Alt Komitesi, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu ve Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna, Moldova ve Ermenistan'ın oluşturduğu Euronest Parlamenter Meclisi AP Heyeti Üyesi.
Yeni AP Türkiye Raportörü Sánchez, 2016-2018 tarihleri arasında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Parlamenter Meclisi'nde İspanyol delegasyonunun başkanlığını üstlenmişti. AGİT Parlamenterler Meclisi Demokrasi, İnsan Hakları ve İnsani Konular Komisyonu Başkanı ve Göç ve Mülteciler Geçici Komisyonu üyesi olarak görev yapan Sánchez, aynı zamanda AGİT gözlem misyonları kapsamında Türkiye'de gerçekleşen seçimleri de yakından takip eden bir isim olarak tanınıyor. Hukuk öğrenimi gören ve anayasa hukuku alanında uzmanlaşan 59 yaşındaki Sánchez, İspanyolcanın yanında ileri derecede İngilizce, Fransızca ve Portekizce bilgisine sahip.
1 Kasım'da AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini'den görevi devralmaya hazırlanan İspanya eski Dışişleri Bakanı Josep Borrell'e olan yakınlığıyla tanınan Sánchez, selefi Hollandalı parlamenter Piri'ye kıyasla daha dengeli bir seçim olarak değerlendiriliyor. Yeni AP Raportörünün Türkiye ile önemli benzerlikleri bulunan bir Akdeniz ülkesinden gelmesi de olumlu bir gelişme. İspanyol parlamenter Nacho Sanchez, toprak bütünlüğü, terör ve düzensiz göç gibi kendi ülkesinin de karşı karşıya olduğu sıkıntılar düşünüldüğünde Türkiye'nin hassasiyetlerini algılayabilecek bir isim olarak görülüyor. Sanchez'in Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerine uyumuna önem vermekle birlikte, Türkiye'ye göç yönetimi ve terörle mücadele konularında destekleyici davranabileceği düşünülüyor.
Türkiye Raporları ve Piri Dönemi
Bilindiği üzere, Avrupa Komisyonu aday ve potansiyel aday ülkelerin AB ile bütünleşme sürecinde son bir yıl içerisinde kat ettiği aşamayı ülke raporları aracılığıyla değerlendiriyor. AP de Komisyonun hazırladığı ülke raporları ışığında o ülkede son bir yılda yaşanan gelişmelere ilişkin kendi değerlendirmesini sunuyor. Geleneksel olarak son derece hararetli tartışmalara konu olan Türkiye Raporları, gerek AP Dış İlişkiler Komitesi'nde görüşüldüğü aşamada gerekse genel kurul aşamasında rekor sayıda değişiklik önergesi sonucunda evirilerek son halini alıyor.
Geçen yasama döneminde Hollandalı sosyal demokrat parlamenter Kati Piri, Türkiye Raportörü olarak görev yapmıştı. Türkiye'nin AB üyeliğine ilkesel olarak destek vermesine karşın kaleme aldığı raporlar ve zaman zaman terör örgütü PKK'ya yakın kuruluşların görüşlerine yakın açıklamalarda bulunması, Piri'nin objektifliğinin sorgulanmasına yol açmıştı. Piri'nin 2018 AP Türkiye Raporu'nda Türkiye ile katılım müzakerelerinin resmen askıya alınması tavsiyesinde bulunması, Türkiye'den tepki toplamıştı.
2014-2019 yıllarını kapsayan 8'inci yasama döneminde, AP'nin Türkiye'ye yönelik son derece eleştirel bir tutum sergilediğini söylemek mümkün. Türkiye ile katılım müzakerelerine başlanmasının oyçokluğuyla kabul edildiği parlamenterlerin ellerinde farklı dillerde "evet" pankartları tuttukları 2004 yılına ait fotoğraf karesi yerini çok farklı bir siyasi realiteye bırakmış durumda. Son dönemde AP, gerek Türkiye-AB ilişkilerindeki gerilimlerin ve reformlardaki yavaşlamanın gerekse AB içerisinde yükselen popülist trendlerin etkisiyle Türkiye'ye yönelik daha da eleştirel bir kurum haline geldi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında alınan önlemlerin farklı yorumlanması nedeniyle Kasım 2016'da katılım müzakerelerinin geçici olarak durdurulması ve katılım öncesi fonlarda kesintiye gidilmesi çağrısında bulunan bir karar kabul eden AP, 2017'de Anayasa değişikliği paketinin mevcut şekliyle uygulanması halinde müzakerelerin askıya alınması tavsiyesinde bulundu. Son olarak da Mart 2019'da kabul ettiği 2018 Türkiye Raporu'nda, katılım müzakerelerinin resmen askıya alınması çağrısında bulundu. Türkiye ile katılım müzakerelerinin askıya alınması ve Türkiye'ye yönelik mali yardımda kesintiye gidilmesi çağrılarının raporlarda yer bulması, Türkiye-AB ilişkilerinin daha da gerilmesine yol açarken raporların Türkiye tarafından yok hükmünde sayılmasını da beraberinde getiriyor. Her ne kadar Müzakere Çerçeve Belgesi'nde de ortaya koyulduğu üzere, katılım müzakerelerinin askıya alınması konusunda AP'nin herhangi bir rolü ve yetkisi bulunmasa da AP raporları, Konsey ve Komisyona yönelik siyasi bir mesaj ve AB kamuoylarının genel bakışının yansıması olarak görülebileceği için önem taşıyor.
Yenilenen KPK
2019-2024 yasama döneminde Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Avrupa kanadında yer alacak isimler de geçtiğimiz haftalarda netlik kazandı. KPK Eş Başkanı Hıristiyan Demokrat Yunan parlamenter Manolis Kefalogiannis'in yerine Yeşiller/Avrupa Hür İttifakı (Greens/EFA) üyesi Alman parlamenter Sergey Lagodinsky KPK Eş Başkanı seçildi. Geçen yasama döneminde KPK Avrupa kanadı Eş Başkanı Kefalogiannis, KPK'nın üç yıl boyunca toplanamamasının sorumlularından biri olarak gösterilmişti. Türkiye'nin AB üyeliğine destek veren Lagodinsky, müzakere sürecinde yeni fasılların açılmasının zor olduğunun farkında olmakla birlikte Türkiye ile diyaloğun sürdürülmesinin önemini vurguluyor. KPK Birinci Eş Başkan Yardımcılığına ise Türkiye'nin AB üyelik sürecine destek veren bir isim olarak tanınan liberal görüşlü Avrupa'yı Yenile (RE) Grubu mensubu Türk kökenli Bulgaristanlı parlamenter İlhan Küçük seçildi.
KPK, TBMM ile AP arasındaki önemli bir diyalog kanalı. Temelleri Ankara Anlaşması'yla atılan KPK, 1965 yılında AP ile TBMM arasında gerekli işbirliği ve diyaloğun geliştirilmesi amacıyla istişari bir platform olarak hayata geçirildi. AP ve TBMM'den eşit sayıda parlamenterden oluşan KPK'nın yılda iki veya üç kez AP veya TBMM'de toplanması öngörülüyor. 2014-2019 yasama döneminde, Mart 2015-Nisan 2018 tarihleri arasında yaşanan durağanlıktan sonra yeniden toplanmaya başlayan KPK, bu yasama dönemindeki son toplantısını 19-20 Aralık 2018 tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirmişti. Geçmişte Türkiye karşıtı bazı parlamenterlerin KPK'yı ulusal veya kişisel çıkarlarının propagandasını yapmak için bir platform olarak kullanmaya çalışmaları nedeniyle aksaklıklar yaşansa da, KPK'nın asıl amacına uygun şekilde çalışması iki taraf arasında sağlıklı diyaloğun sürdürülmesi açısından önem taşıyor.
23-26 Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleşen seçimlerle yenilenen AP, genel görünüm itibarıyla, farklı görüşlerin daha yaygın şekilde yer bulduğu daha bölünmüş yapısıyla dikkat çekiyor. Tarihte ilk kez iki ana akım parti olan sosyalistler ile Hıristiyan demokratların çoğunluğu kaybettiği, aşırı sağ görüşlerin zemin kazandığı, liberallerin ve yeşillerin gücünü artırdığı yeni AP'nin, Türkiye'ye yönelik nasıl bir tutum benimseyeceğini zaman gösterecek. Her ne kadar AP'nin yeni bileşiminde Türkiye'nin işinin hiç de kolay olmayacağı düşünülse de siyasi reform adımlarına hız verilmesi, AP'nin yeniden kazanılmasında etkili olabilir. Bu süreçte, yeni AP'nin Türkiye-AB ilişkilerinde daha yapıcı bir tutum benimsemesi, objektif bir yaklaşımla reformları ve Türkiye'nin AB'ye yakınlaşmasını teşvik etmesi ise Türkiye'nin en önemli beklentisini oluşturuyor.
Yeliz Şahin, İKV Kıdemli Uzmanı