KÜRESEL GÜNDEM: Küresel Ticaretin Yeni Sınavı: Korona Salgını
Küresel Ticaretin Yeni Sınavı: Korona Salgını
30 Aralık 2019 tarihinde ilk defa Çin’in Wuhan kentinde görülmeye başlayan bir çeşit üst solunum yolu enfeksiyonu, yüksek yayılma hızı ve ölümcül doğasıyla küresel gündemde önemli bir çalkalanma yarattı. 25 Şubat 2020’ye gelindiğinde sadece Çin’de 2666 kişinin ölümüne sebep olan ve farklı kıtalarda 33 ülkede belirtileri görülen söz konusu korona virüsü, Dünya Sağlık Örgütü’nün de yakın takibinde. Hayvanlardan insanlara geçen bir zoonotik virüs çeşidi olan korona, daha önce Çin’de misk kedisi eti tüketilmesi sebebiyle SARS (akut üst solunum yolu enfeksiyonu); Ortadoğu’da ise deve eti tüketimine bağlı olarak MERS (Ortadoğu Solunum Yetmezliği Sendromu) salgınlarında görülmüştü. Wuhan’da bulunan yabani hayvan pazarında başladığı tespit edilen yeni hastalığın ise pangolin gibi ticareti illegal olan hayvanların etinin tüketilmesi sebebiyle patlak verdiği düşünülüyor.
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dezenformasyona karşı Covid-19 virüsü hakkında açıklamalar yaparken; başlangıç aşamalarında bir salgın olmadığını belirttiği hastalığın devam eden günlerde on binlerce insanı etkilemesi ile virüs ile mücadelede, donör ülkelerin öncü rol alması gerektiğine yönelik söylem değişikliğine gitti. 22 Şubat 2020 tarihindeki açıklamasında ise yeni vakaların salgınsal nedenlere maruz kalmayan kişilerde de görülmesinin endişe verici olduğu belirtilerek; hastalığın insanların gözündeki öngörülemez ve belirsiz algısı daha da korkutucu boyutlara geldi.
Kaynaklara göre 2003 yılında görülen SARS salgınına göre 3 kat daha fazla insanı etkileyen ve hızla yayılmaya devam eden Covid-19 virüsü nedeniyle Çin vatandaşlarının diğer ülkelere gidişleri ya kısıtlanıyor ya da gittikleri ülkede karantina altına alınıyorlar. Çin’e gidişlerin azaldığı ve Çin ekonomisinin zarar görme emarelerinin başladığı mevcut süreçte Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya ve Afrika’ya sıçrayan hastalığın küresel ticaret dinamiklerini değiştirebilme potansiyeli mevcut. Öte yandan Apple, Samsung, Microsoft, Tesla ve Google gibi teknoloji devlerinin bile geçici olarak mağazalarını kapatma kararı aldığı Çin’de devlet politikasının önceliği, 2020 ekonomik büyüme hedefi olan %5,5’e her şeye rağmen ulaşılması.
Büyüme, Tüm Bedellere Rağmen Büyüme
2 ay kadar kısa bir sürede her kıtadan toplam 80 bin 239 kişiyi etkileyen Covid-19 virüsü hayvan ticareti ve beslenme alışkanlıkları konusunda yeni bir tartışma başlattı. Bilim insanlarının ve Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmaları günümüz dünyasındaki hastalıkların birçoğunun hayvan eti tüketimi kaynaklı olduğunu ortaya koyuyor. Verilere göz atıldığında 34 bin hayvan türünün 181 ülke arasında ticaretinin yapıldığı, yıllık et üretiminin 320 milyon tonu geçtiği (yılda yaklaşık 70 milyar besi hayvanının kesildiği anlamına geliyor) görülüyor. Günümüzde hızlı, bol ve kolay tüketilebilir her şey, 7,7 milyar insanın hayat standardını yükseltmek için yapılıyor. Öte yandan 795 milyon insan açlıkla mücadele ediyor ve 734 milyonda aşırı yoksulluk içerisinde hayatta kalmaya çalışıyor.
Konu özelinde bakıldığında hayvan sağlığı ve hayvan hakları konusunda oldukça düşük puan alan hayvancılık ve yasa dışı hayvan ticaretine karşı önlemlerin yetersizliği, pek çok vakada gıda güvenliği ve insan sağlığını tehdit eden sonuçlar doğurabiliyor. Sağlıksız üreme, taşınma ve kesilme koşullarının tetiklediği hastalıkların insanlara geçmesi ve küreselleşen ticaretin yanı sıra yaygınlaşan seyahat hizmetlerinin de hastalıkların yayılmasında çarpan etkisi yaratması ile günümüz dünyasında insan sağlığı, beslenme alışkanlıkları ve ticaret yeniden şekillenmesi gereken ana başlıklar arasında yerini alıyor.
Bu doğrultuda AB, hastalıkla mücadele konusunda paniğe yer verilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor. Avrupa Komisyonunun Sağlık ve Gıda Güvenliğinden Sorumlu Üyesi Stella Kyriakides, virüsün Avrupa ülkelerinde görülmeye başlamasına rağmen Schengen sınır kapılarını kapatmama kararı alındığını ve Dünya Sağlık Örgütü’ne hastalığın yayılmasına karşı önlem amaçlı 232 milyon avroluk ödeme yapıldığını duyurdu. Panik olunmaması ve yanlış bilgilere inanılmaması gerektiğine vurgu yapan Avrupa Komisyonu, insan sağlığı öncelikli çalışmalar yaptıklarının altını çizdi.
Ayrıca kimi haberler Çin Halk Cumhuriyeti'nin ülkenin turizimini, ticaretini ve ekonomisini tehlikeye atmamak için yeterince önlem almadığına dair yorumlar içeriyordu.Bedeli insan sağlığı olsa bile. Küresel boyuta ulaşması 2 ay bile sürmeyen bir virüsle karşı karşıya olunduğunu geç de olsa fark eden ve önlemleri hızla alan Çin yönetimi, eş zamanlı olarak hastalığın yaratabileceği ekonomik ve ticari kayıpları onarmak için çalışmalarına başladı. Yabani hayvan ticaretini yasaklayan Çin Hükümeti, aynı zamanda yabani hayvan eti tüketiminin sona ermesi için basın yayın organlarının da desteğini alıyor.
500 global firmanın korona virüs uyarısı yaptığı mevcut durumda, küresel petrol talebi son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi, kapanan fabrikalar nedeniyle otomotiv, ilaç, teknolojik alet üretiminde yavaşlamalar oldu. Ayrıca Çin ekonomisinin 2020 ilk çeyrek büyümesinin %4,5 oranına gerilemesini bekleyen ekonomistler,salgının devam etmesi durumunda küresel ticarete yavaşlamaya neden olacağını öngörüyorlar.
Bu konudaki birçok analizden biri olan ve Project Syndicate’te yayımlanan güncel bir makale, ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı küresel ticaret savaşlarının ardından birinci fazı tamamlanan ABD-Çin ticaret anlaşması sonrasında Covid-19 virüsünün global gerilemeye neden olup olamayacağını sorguluyor. Dolayısıyla da 2019 yılında küresel büyümenin %3,6’dan %2,9’a gerilediği bir konjonktürde olumlu 2020 projeksiyonlarının Covid-19 virüsünün mevcut ve henüz daha öngörülemeyen gelecek etkileri çerçevesinde güncellenmesi gerektiği aktarılıyor. Sonuç olarak söylemek gerekirse; korona virüsünün orta vadedeki etkilerinin ticaretteki ayrışmaları tetiklemenin ötesine geçemeyeceği konusunda yorumlar yapılıyor. Öte yandan küresel ticaret ve küresel büyümenin önünde henüz çok ciddi bir engel olmamasına rağmen; hayvan ticareti, beslenme ve tüketim alışkanlıkları konusunda kesin ve değişim odaklı politikalar getirilmediği sürece salgın hastalıklardaki artışın kaçınılmaz olacağına dair analizler, önceliklerin farklılaşması gerektiğine dair de ipuçları taşıyor.
Grafik: The Economist dergisinde yayımlanan Çin Ekonomisine Ait Veriler
Kaynakça: The Economist
Selvi Eren, İKV Uzman Yardımcısı