AB GÜNDEMİ: Brexit Müzakerelerinde İlerleme Sağlanamıyor
Brexit Müzakerelerinde İlerleme Sağlanamıyor
Birleşik Krallık ile AB’nin gelecekteki ilişkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri müzakerelerin son turu 5 Haziran 2020 tarihinde kayda değer bir ilerleme sağlanamadan sona erdi. İki taraf da yeni ticaret anlaşmasının belirlenmesiyle ilgili müzakerelerde çıkmazda, önemli konularda ciddi görüş ayrılığı var. Diğer taraftan, Birleşik Krallık müzakerelerin 2020 sonuna kadar tamamlanmasında ısrar ederken AB, bir yıldan az bir sürede anlaşmaya varmanın zor olduğunu savunarak sürenin 2022'ye kadar uzatılması görüşünü taşıyor. Tarafların müzakere sürecini ve geçiş dönemini uzatmak için haziran ayı sonuna kadar karar vermeleri gerekiyor.
Brexit Müzakerelerinin Son Turu 2-5 Haziran 2020 Tarihlerinde Gerçekleşti
Hatırlanacağı üzere, Birleşik Krallık 31 Ocak 2020 tarihinde resmi olarak AB'den ayrılmasının ardından, AB ile kalıcı bir anlaşma için müzakerelere 2 Mart 2020 tarihinde başladı. Brüksel'de gerçekleştirilen ilk tur müzakereler yaklaşık 100 kadar yetkilinin oluşturduğu 11 çalışma grubu tarafından yürütüldü. Görüşmelerde ticaret ilişkilerinden çevreye, balıkçılıktan tarıma, istihdamdan güvenlik ilişkilerine, veri paylaşımından ulaştırmaya kadar birçok başlık masaya yatırıldı. Ancak 18 Mart'ta yapılması planlanan ikinci müzakere turu, koronavirüs salgını nedeniyle ertelenmişti. AB Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier 19 Mart'ta koronavirüs testlerinin pozitif çıktığını ilan ederken, İngiliz müzakereci David Frost da ertesi gün belirtiler gösterdikten sonra karantinaya girmişti.
Taraflar, koronavirüs salgını nedeniyle ara verdikleri görüşmelere nisan ayında yeniden başlamıştı. Nisan ayından bu yana, Birleşik Krallık ve AB müzakerecileri video konferans aracılığıyla iki kez bir araya gelmişti. Çok az ilerlemeyle sonuçlanan bu müzakerelerde taraflar; mal ticareti, hizmet ticareti ve yatırımlar, ulaşım (havacılık), rekabet kuralları, enerji ve sivil nükleer işbirliği, AB programlarına Birleşik Krallık'ın katılımı, balıkçılık, yasal işler ve cezai alanlarda adli işbirliği konularını ele almıştı.
Taraflar, son olarak 2-5 Haziran 2020 tarihlerinde yine video konferans aracılığıyla bir araya geldi ancak, tüm çabalara rağmen engeller aşılamadı. İki taraf da yeni ticaret anlaşmasının belirlenmesiyle ilgili müzakerelerde çıkmazda, önemli konularda ciddi görüş ayrılığı var. Görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenleyen AB Başmüzakerecisi Michel Barnier, kaydedilen ilerlemenin yetersiz olduğunu belirtti. Müzakerelerin AB ve Birleşik Krallık liderleri arasında imzalanan Siyasi Bildirge’de yer alan ilkeler doğrultusunda ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Barnier, Birleşik Krallık’ın yaklaşımının ise bu yönde olmadığını söyledi. Barnier, ilerleme kaydedilemeyen alanları; balıkçılık ve yeni ekonomik ortaklığın iki temel unsuru olarak serbest ve adil rekabet koşullarının güvence altına alınması, cezai konularda yakın bir polis ve adli işbirliğini desteklemek için gerekli olan “temel hak ve özgürlükleri koruyan” güvenceler, gelecek dönem ilişkilerinin yönetişim çerçevesi, olarak sıraladı.
AB Başmüzakerecisi Barnier’in müzakerelerin ardından Brüksel’de bir forumda yaptığı açıklama da basında genişçe yer buldu. Barnier, Birleşik Krallık’ın çok fazla şey talep ettiğine işaret ederek “Doğrusunu söylemek gerekirse Birleşik Krallık birçok alanda Kanada, Japonya veya diğer ticaret ortaklarımızdan daha fazlasını talep ediyor. Birçok alanda kısıtlamalar olmadan bir üye devletin sahip olduğu tüm çıkarları korumak istiyor” dedi. Barnier ayrıca Londra’ya taleplerini gözden geçirmesi çağrısında bulundu. Şüphesiz ki, AB Başmüzakerecisi Michel Barnier’in açıklamaları, müzakerelerdeki zorluğu ortaya koyuyor.
Geçiş Sürecinin Uzatılması Söz Konusu Olabilir mi?
Neticede tekrar başlatılan müzakerelerde sorunlar ve önemli konulardaki görüş ayrılıkları devam ediyor, ancak zaman da daralıyor. Bilindiği üzere Birleşik Krallık’ın AB üyeliğinden resmen ayrıldığı 31 Ocak 2020’den itibaren başlayan geçiş dönemi, 31 Aralık 2020’de sona erecek. Brexit anlaşmasında belirlenen takvime göre tarafların ekim sonuna kadar ticari ilişkilerinin çerçevesi konusunda anlaşmaya varması gerekiyor. Ancak normal koşullarda yıllarca sürecek bir müzakereyi dört ay gibi bir sürede tamamlamak gerçekçi bir yaklaşım değil özellikle de tarafların müzakerelere video konferans yöntemiyle devam etmek zorunda olması göz önünde bulundurulduğunda. Daha önce STA müzakereleri yürütmüş birçok uzman video konferansların yüz yüze toplantıların yerini alabileceği kanaatinde değil. Brexit müzakerelerinin de muhtevası oldukça geniş, yaklaşık 100 kadar müzakerecinin balıkçılıktan finansa kadar bir dizi kapsamlı konu üzerinde video konferans yöntemiyle uzlaşmaya çalışması ne ölçüde verimli olacağı tartışmaya açık.
Bu şartlar altında kapsamlı bir ticaret anlaşmasının yıl sonuna kadar bitirilmesi zor görünüyor. Geçiş sürecinin sona ereceği 2020 sonuna kadar bu pazarlıklarda anlaşmaya varılamaması, esasında fiilen Birleşik Krallık'ın AB'den anlaşma olmadan ayrılmasına eş bir sonuç doğuracak ve ilişkiler DTÖ kuralları çerçevesinde devam edecek. Şüphesiz ki bu durum Birleşik Krallık'ta yeni bir siyasi ve ekonomik krize yol açma potansiyeli taşıyor. Uzmanlar böyle bir durumda, ulaşımdan ticarete "büyük bir kaosa hazırlıklı olun" uyarısında bulunuyor. Hükümetin hâlihazırda koronavirüs salgını ile mücadele ederken böyle bir krize odaklanması oldukça zor olacak.
Peki, geçiş sürecinin uzatılması söz konusu olabilir mi? Bilindiği üzere, Brexit anlaşmasında geçiş döneminin uzatılması seçeneği bulunuyor. 31 Aralık 2020 tarihine kadar sürmesi planlanan bu geçiş dönemi, bir kereye mahsus olmak üzere iki yıla kadar uzatılabiliyor. Johnson'ın geçiş sürecini uzatmak istemesi halinde ise bu talebini 30 Haziran 2020'ye dek AB'ye iletmesi gerekiyor.
AB, bir yıldan az bir sürede anlaşmaya varmanın zor olduğunu savunarak sürenin 2022'ye kadar uzatılması görüşünü taşıyor. Ancak İngiliz yetkililer, müzakerelerin 2020 sonuna kadar tamamlanmasında ısrar ediyor. Birleşik Krallık'ta bu koşullarda geçiş sürecinin uzatılması gerektiği görüşünü yüksek sesle ifade edenler var. Hükümet ise bu görüşleri görmezden geliyor. Johnson, Brexit takvimine uymakta kararlı. Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson, son zamanlarda yaptığı açıklamalarda hükümetin uzatma talep etmeyeceğinin altını sürekli çiziyor. Johnson ayrıca, yeterli ilerleme kaydedilmediği takdirde, anlaşma yapılmadan ayrılık planlamasına odaklanmak için görüşmelerden uzaklaşabileceğini söyledi.
Birleşik Krallık hükümeti daha büyük bir siyasi ve ekonomik krizin önüne geçmek için yine de bu süreyi uzatmayı kabul edebilir. Ancak bu, Johnson hükümetinin gerek parti içerisinde gerekse ülke genelinde Brexit'e olan bağlılığı konusunda ciddi şüpheler yaratacaktır. Diğer taraftan, eğer Birleşik Krallık geçiş dönemini 2021'in sonuna kadar uzatmak zorunda kalırsa, bu Birleşik Krallık'ın AB kurallarına uyup AB bütçelerine ödeme yapacağı ancak siyasi karar mekanizmalarında yer almadığı bir yıl olacaktır. Bu yüzden hükümetin resmi pozisyonu virüs olsun ya da olmasın, Birleşik Krallık'ın Brexit zaman çizelgesine bağlı kalması.
Mevcut durum karşısında, hükümetin neyin daha önemli olduğuna dair bir hesaplama yapması gerekiyor: siyasi ve ekonomik bir krizin önüne geçmek için geçiş sürecini uzatmak veya 2020'nin sonuna kadar Brexit'i tam olarak gerçekleştiren bir zaman çizelgesine uymak. Üçüncü bir yol ise, şimdiye kadar öngörülen bir veya iki yıldan daha kısa bir uzatma önermek olabilir - örneğin üç veya altı aylık bir süre. Bu, Johnson hükümetinin Brexit'e olan bağlılığı konusunda ciddi şüpheler yaratmazken, müzakereciler üzerindeki baskıyı da hafifletecektir.
Emre Ataç, İKV Uzmanı