NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi 20−21 Mayıs 2012 tarihlerinde ABD’nin ev sahipliğinde Şikago’da gerçekleşti. 25’inci kez bir araya gelen Kuzey Atlantik İttifakı (NATO) liderlerinin gündeminde, NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmesine ilişkin ortak bir strateji benimsenmesi ve 2014 sonrası NATO’nun Afganistan’daki rolü ile ilgili anlaşmaya varılması vardı. Zirvede, NATO’nun askeri imkânları ve küresel ortaklıklar konuları da ele alındı. NATO Zirvesi’nde Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül liderliğindeki heyet temsil ederken, 60’a yakın ülke temsilcisi de Zirve’de hazır bulundu.
Afganistan, tartışmaların odağında yer aldı. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın, NATO bünyesinde Afganistan’da görev yapan Fransız askerlerini 2012 yılı sonuna kadar çekmek istediği biliniyor. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Fransa’nın bu kararına karşın, NATO’nun dayanışmayı sürdüreceğini teyit ederek, NATO askerlerinin çekilmesinin aceleye getirilmeyeceğini belirtti. Bilindiği gibi, 2013 yılının ikinci yarısında Afganistan Ulusal Güvenlik Kuvvetleri’nin (ANSF) ülkede güvenliği sağlama gücünü tam olarak devralmasıyla, NATO öncülüğündeki Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (ISAF) askerlerinin eğitim, destek ve danışmanlığa odaklanması ve ISAF’ın Afganistan’daki varlığını 2014 yılı sonunda sonlandırması bekleniyor. Şikago Zirvesi’nde bu takvim bir kez daha teyit edilirken, NATO’nun Afganistan hükümetinin bu yönde bir talebi olması halinde, 2014 yılından sonra da ANSF’ye eğitim, destek ve danışmanlık için destek vermeye hazır olduğu belirtildi.
NATO liderleri, Şikago’da, İttifak’ın, füze savunma kalkanı oluşturulmasında ilk adım kabul edilen geçici balistik füze savunma kabiliyetine sahip olduğunu açıkladılar. Hatırlanacağı üzere, NATO’nun Kasım 2010’daki Lizbon Zirvesi’nde NATO’nun temel görevi sayılan “ortak güvenlik” görevini gerçekleştirmek üzere bir füze savunma kabiliyeti geliştirilmesi kararı alınmıştı. Bu kararı takiben, NATO’ya üye devletlerin füze savunma kabiliyetlerini birleştirerek tutarlı bir sistem oluşturulmasına yönelik bir komuta kontrol zinciri geliştirmek üzere çalışmalara başlanmıştı. Geçici kabiliyet, Almanya’daki Ramstein kentinde bulunan NATO’nun Hava Komutanlığı Merkezi’nde konuşlandırılmış temel bir komuta-kontrol zincirinden oluşmakta.
Beyaz Saray tarafından konuyla ilgili yayınlanan “Şikago Zirvesi: NATO Kabiliyetleri” başlıklı bilgi notunda, faaliyete geçirilen geçici kabiliyetin sınırlı olanaklarına rağmen, balistik füze saldırılarına karşı koruma sağlayacağı bildirildi. Ayrıca, ABD Başkanı Obama’nın ABD Savunma Bakanı’na Malatya’nın Kürecik beldesinde konuşlandırılan radar sisteminin operasyonel kontrolünün NATO komutasına transfer edilmesi yönünde talimat verdiği belirtildi.
Cumhurbaşkanı Gül Hollande ve Merkel ile ikili görüşmelerde bulundu
Zirve marjında Almanya Şansölyesi Angela Merkel, ABD Başkanı Barack Obama, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı François Hollande ile ikili görüşmeler gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Gül, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile Kıbrıs, Afganistan ve Suriye konularını görüştü.
Gül ile Merkel gerçekleştirdikleri görüşmede, Avrupa’nın içinde olduğu ekonomik krizle ilgili fikir alışverişinde bulundular. Almanya Şansölyesi Merkel, Cumhurbaşkanı Gül’e 19-20 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen G-8 Zirvesi ile ilgili bilgi verdi ve Türkiye’nin ekonomik performansından övgüyle bahsetti. Türkiye’nin AB üyelik süreci ve Kıbrıs sorunu konularının da gündeme geldiği görüşmede, Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin 1 Temmuz’da GKRY’nin tek taraflı olarak 6 aylığına devralacağı AB Konseyi dönem başkanlığına ilişkin görüşlerini bildirdi ve vize serbestîsi konusunda esneklik gösterilmesini istedi. Gül’ün, Merkel’in görüşmede Türkiye’nin GKRY dönem başkanlığı boyunca AB ile ilişkilerin devam edip etmeyeceği hususundaki sorusuna açıklık getirerek, yalnız AB Konseyi dönem başkanı ile temasa geçilmeyeceğini, ancak diğer AB kurumlarıyla ilişkilerin normal seyrinde devam edeceğini belirttiği öğrenildi. Görüşmede, Suriye’deki durum ve İran’ın nükleer programı konuları da ele alındı.
Gül-Hollande görüşmesinde ise, taraflar ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açmak istediklerini dile getirdiler. Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Hollande, geçmişteki yanlış anlamalarla vakit kaybetmemeleri gerektiğini belirterek, Tük-Fransız ilişkilerini eski seviyeye getirmeyi amaçladığını kaydetti. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin Arap Baharı ile geçirdiği dönüşümde, Türkiye'nin referans alındığını belirten Hollande, Türkiye'nin Suriye konusunda önemli bir aktör olduğunu vurguladı. Fransa’da çok sayıda Türk vatandaşının bulunduğuna değinen Hollande, Türkiye’nin AB üyelik süreci ve Avrupa’daki ekonomik kriz konularından bahsetti. Hollande’ın Türk ve Fransız bakanların istişarelerde bulunmak için sık sık bir araya gelmeleri arzusunda olduğunu belirttiği, Cumhurbaşkanı Gül’ün de bunları memnuniyetle karşıladığı kaydedildi. Hollande’ın ayrıca, Türkiye konusunu iç siyaset malzemesi yapmayacağını ve iki ülke arasındaki yanlış anlamaları önlemek niyetinde olduğunu belirttiği öğrenildi.