29 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda yarışan AB yanlısı Boris Tadiç ilk sonuçlara göre, oyların yüzde 47’sini alırken, milliyetçi Tomislav Nikoliç oyların yüzde 49,8’ini alarak Sırbistan’ın yeni cumhurbaşkanı olmaya hak kazandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda, katılım oranı Sırbistan standartlarına göre düşük gerçekleşti ve yüzde 46 seviyesinde oldu. Nikoliç Sırbistan’ın AB yolunda ilerlemeye devam edeceğini belirtirken, “Kosova’daki kardeşlerini de unutmayacaklarını” vurguladı.
Sırbistan’da sandıkların kapanmasına ve seçim sonuçlarının açıklanmasına saatler varken, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barosso Sırbistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Nikoliç’i tebrik eden bir bildiri yayınlayarak bir gafa imza attı. Hatanın farkına varılmasının ardından, basın bildirisi web sayfasından kaldırıldı.
Nikoliç, Sırp Radikal Partisi’nin kurucusu ve halihazırda Lahey’deki Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanmakta olan Voyislav Şeşel’e olan yakınlığıyla bilinmekteydi. Sırp Radikal Partisi’nin başkan yardımcılığı ve Miloşeviç döneminde başbakan yardımcılığı görevlerini üstlenmiş olan Nikoliç, 2008’de Şeşel’in partisinden ayrılarak, daha ılımlı bir milliyetçilik anlayışını benimseyen Sırp İlerici Partisi’ni (SNS) kurmuştu.
2004’ten bu yana Sırbistan’ın Cumhurbaşkanı olan ve üçüncü dönemi garantilediğine kesin gözüyle bakılan Boris Tadiç’in 20 Mayıs’taki ikinci tur seçimleri kaybetmesi, şaşkınlık yarattı. Cumhurbaşkanlığı sırasında Sırbistan’da yüzde 24 seviyesine ulaşan işsizliğin, ekonomik daralmanın ve artan yolsuzluğun Tadiç’in cumhurbaşkanı olarak üçüncü dönemine mal olduğu belirtiliyor.
Sırbistan’ın mevcut AB-yanlısı politikalarından uzaklaşması öngörülmüyor, ancak Nikoliç’in Belgrad’ın Kosova’daki Sırpların koruyucusu rolünü üstlendiğini her fırsatta vurgulaması bekleniyor. Bilindiği üzere, Sırbistan 2008’de bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı tanınmıyor. Mart 2012’de aday ülke ilan edilen Sırbistan’ın, üyelik müzakerelerine başlayabilmesi için Kosova’yı tanıması gibi bir şart bulunmazken, Kosova ile ilişkilerin normalleştirilmesi ve teknik konularda AB arabuluculuğunda devam eden Belgrad-Priştine diyaloğunda varılan anlaşmaları uygulaması gerekiyor.