Soma’da meydana gelen maden faciasının ardından, yine yoğun ve tartışmalı bir haftayı geride bıraktık. Avrupa Birliği (AB) ve Üye Devletleri de Soma faciası sebebiyle başsağlığı dileklerini ileterek, yardıma hazır olduklarını belirttiler. Bu tür kazaların bir daha olmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve iş güvenliğinin güçlendirilmesine yönelik mevzuat ve denetimin güçlendirilmesi ülkemizin AB uyum çalışmalarının gerekleri ile de örtüşmektedir. Bunun dışında, geçtiğimiz haftanın Türkiye-AB ilişkilerinin gündeminde AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu’nun AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Stefano Manservisi ile görüşmesi ve Türkiye’nin Erasmus+ Programı’nı imzalaması yer aldı.
Geçtiğimiz hafta AB’nin gündeminin üst sırasında 22-25 Mayıs 2014 tarihlerinde gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri yer aldı. Henüz resmi olarak açıklanmayan sonuçlar, merkezde yer alan sağ ve sol partilerin oy oranlarının düştüğünü; AB karşıtı olan aşırı sağ ve radikal sol partilerin ise güç kazandığını gösterdi. Bu yönüyle AP seçim sonuçları, Avrupa’da AB karşıtı bloğun yükselişini sürdürdürdüğüne işaret ediyor.
Öte yandan, geçtiğimiz hafta Sırbistan ve Bosna Hersek’te yaşanan, son 120 yılın en büyük sel felaketi 40 kişinin yaşamını kaybetmesine yol açtı. AB’den yoğun yardımın gittiği bölgede yaraların sarılmasına çalışılıyor. Bunun yanı sıra, AB’nin gündeminde öne çıkan başlıklar ise, “Avrupa Enerji Güvenliği Stratejisine Zemin Oluşturmak” başlıklı toplantı; AB ve ABD Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTYO) müzakerelerinin beşinci turu; tek banka çözümleme fonuna ilişkin anlaşma, Ukrayna'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ve AB’nin Ukrayna’ya tahsis ettiği mali yardım paketinin ilk diliminin ödenmesi oldu.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, 20 Mayıs 2014 tarihinde AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Stefano Manservisi bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası AB Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye-AB ilişkilerine ivme kazandırmak amacıyla bir eylem planı hazırladıklarını belirtirken; Manservisi Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri süresince “sürekli diyalog” kurmak amacıyla iki taraf arasındaki arkadaşlık ilişkilerinin daha ileri bir seviyeye taşınması noktasında çaba göstereceğini ifade etti.
Türkiye, 2014 yılı başında yürürlüğe giren ve 2014-2020 yılları arasını kapsayan Erasmus+ Programı’na Katılım Anlaşması’nı 20 Mayıs 2014 tarihinde imzaladı. Anlaşma çerçevesinde, Türkiye’ye ilk yıl için 125 milyon avro, programın sona ereceği yedi yılın sonunda ise toplam 900 milyon avroluk kaynak aktarılması öngörülüyor. Türkiye’nin 2004’ten beri katıldığı Erasmus programı, özellikle akademik ve kültürel etkileşim, gençler arası diyalog ve toplumsal entegrasyon açısından büyük önem taşıyor.
Geçtiğimiz hafta, enerji güvenliği konusu yine AB gündeminin üst sıralarında yer aldı. 21 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen “Avrupa Enerji Güvenliği Stratejisine Zemin Oluşturmak” başlıklı toplantıda, AB’nin enerji bağımlılığı sorunun giderilmesine ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantı, 26-27 Haziran tarihlerinde düzenlenecek olan AB Konseyi Zirve Toplantısı’nda ele alınacak olan Enerji Güvenliğine İlişkin Strateji adlı belgeyi şekillendirecek.
Geçtiğimiz haftanın AB’de öne çıkan ekonomiye ilişkin başlıklarından bir diğeri, AB ve ABD arasında yapılacak olan TTYO müzakerelerinin beşinci turu oldu. 19-23 Mayıs 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu turun başlıkları arasında, sağlık ve bitki sağlığı önlemleri, mülkiyet hakları, e-ticaret ve telekomünikasyon, sürdürülebilir kalkınma, KOBİ’ler ve enerji gibi konular yer aldı.
Bir diğer gelişme ise, AB bankacılık birliğinin parçası olan tek banka çözümleme fonuna sağlanacak katkılara ilişkin anlaşma oldu. 21 Mayıs 2014 tarihinde 26 AB Üye Devleti tarafından imzalanan anlaşma, Tek Denetim Mekanizması kapsamında ödeme güçlüğü çeken bankaların, vergi mükelleflerine başvurmadan mali destek temin etmelerini amaçlıyor.
Dünyanın ve AB’nin gündeminden düşmeyen Ukrayna yine önemli gündem maddelerinden birini oluşturdu. Ukrayna’da 25 Mayıs’ta yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin galibi Petro Poroşenko oldu. Poroşenko AB ile ilişkilerin geliştirileceği ve ülkedeki kriz ortamının sonlandırılarak barışın tesis edileceği taahhüdünde bulundu. Bununla birlikte, Poroşenko Kırım’ın Rusya’ya ilhakını tanımadıkları ve bölgede Rusya’nın varlığını kabul etmeyeceklerini söyledi.
Ukrayna ile ilgili gerçekleşen bir diğer önemli gelişme 20 Mayıs 2014 tarihinde AB tarafından Ukrayna’ya tahsis edilen mali yardım paketinin ilk diliminin serbest bırakılması oldu. Ukrayna Parlamentosu’nun onay sürecinin ardından, 500 milyon avro tutarındaki yardımın ikinci diliminin de önümüzdeki haftalarda kullandırılması öngörülüyor.
Tüm okuyucularımıza iyi bir hafta dileriz.