NAFTA’dan USMCA’ya Uzanan Trump Zaferi
30 Eylül 2018 akşamının geç saatlerinde Vaşington yönetimi ABD, Meksika ve Kanada’nın NAFTA’yı modernize etmek için bir yılı aşkın süredir devam eden görüşmelerinde uzlaşı sağlandığını duyurdu. Son haftalarda yoğunlaşan müzakereler, 29-30 Eylül’de tabiri caizse soluksuz devam etti çünkü ağustos sonunda Meksika ile ikili ticaret anlaşması için uzlaşmaya vardığını duyuran ABD Başkanı Donald Trump, Kanada’nın da bu anlaşmaya dâhil olması için 30 Eylül’e kadar süre tanımıştı. Üç ülkenin de “büyük başarı” olarak değerlendirdiği NAFTA’nın halefi ABD-Meksika-Kanada Anlaşması’na (US-Mexico-Canada Agreement – USMCA) Kanada’nın kendisine tanınan süre içerisinde “evet” demesi, ABD Başkanı’nın zaferi olarak yorumlandı. Nitekim Politico’da yayımlanan bir makalede de belirtildiği üzere ABD Başkanı Trump, önerilerine kati bir şekilde uzun süre karşı çıkan Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun bile “yola geldiğini” AB ve Çin gibi küresel ekonominin devlerine göstermiş oldu.
Meksika Devlet Başkanı Enrique Peña Nieto’nun 1 Aralık’ta görev süresinin dolacak olması sebebiyle USMCA’nın kasım sonuna kadar imzalanması öngörülüyor. Devamında anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için ABD Kongresi’nden geçmesi ve Kanada ile Meksika parlamentolarında onaylanması gerekiyor. NAFTA’nın büyük oranda değişikliğe uğramadığını belirten ve bu sebeple NAFTA 2.0 benzetmesini yapan uzmanlara göre USMCA; otomotiv, süt ürünleri, fikri mülkiyet hakları ve anlaşmanın süresi gibi alanlarda farklılıklar barındırıyor. Peki, Vaşington yönetiminin ithal çelik ile alüminyuma getirdiği ve NAFTA ortakları Kanada ile Meksika’ya muafiyet tanımayarak, ticaret savaşlarına giden yolun kapısını araladığı vergilere ne olacak? ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer’a göre bu durum, anlaşmadan tamamıyla bağımsız bir konu.
Merak edilen bir diğer konu ise Kuzey Amerikalı ticaret ortaklarının tarih kitaplarına en eski STA’lardan biri olarak geçen Kuzey Amerika STA’sı ve bunun kısaltması olan NAFTA’nın kullanımından vazgeçme sebepleri. Olasılıklar arasında Başkan Trump’ın, ABD’nin Kanada ve Meksika karşısında verdiği ticaret açığı sebebiyle “tarihteki en berbat anlaşma” olarak nitelendirdiği NAFTA’yı yine aynı tarihin tozlu sayfalarında bırakma isteğini gösterenler var. Başkanlık seçimi için yürüttüğü kampanyalardan bu yana NAFTA’yı yenileme arzusunu her seferinde dile getiren Donald Trump, varılan uzlaşı ile hayata geçecek yeni anlaşmanın adını değiştirerek sanki “bu yeni bir anlaşma ve bunu ben yaptım” demek istiyor. USMCA’da ilk sırada gelenin US yani ABD olmasına ilişkin ise Trump’ın sadece politika ekseninde değil kullandığı en basit kısaltmada bile önce Amerika (America First) stratejisini izleyerek, tüm dünyaya gövde gösterisi yaptığı şeklinde yorumlar var. Sosyal medyada kısaltması espri konusu olan anlaşma için “CAMUS” ve “SUMAC” gibi alternatifler türetilmeye başladı bile.
Trump-Trudeau Hattının Mayınlı Bölgeleri: Otomotiv ve Süt Ürünleri
Anlaşmanın yeni adı ve 45’inci ABD Başkanı’nın bu adı ve kısaltmayı tercih etmek suretiyle üç sessiz harfi yan yana getirerek, insanlara telaffuz sorunları yaşatmasının nedenleri tartışıla dursun, USMCA’nın bazı önemli alanlarda kayda değer değişiklikleri önce Kuzey Amerika’ya daha sonra bunların yansımalarıyla tüm dünyaya getireceğini öngörmek mümkün. Öncelikle %25 vergi getirme tehdidiyle son dönemlerin en çok konuşulan sektörlerinden olan otomotivde Donald Trump, daha fazla aracın ve parçasının Kuzey Amerika’da üretilmesi konusunda ısrarcı. Bu kapsamda NAFTA’da %62,5 olan Kuzey Amerika’da üretilme şartı, USMCA’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte %75’e çıkacak. Yani otomobillerin sıfır gümrük vergisiyle ihraç edilebilmesi için parçalarının en az %75’inin Kuzey Amerika’da üretilmiş olması gerekecek. Böylece özellikle Meksika’ya Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerden gelen otomobil parçalarının azaltılması ve ülkede küresel otomotiv üreticilerinin ucuz imalatlarının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Yeni anlaşma kapsamında Başkan Trump, Amerikalı işçileri desteklemeyi ve çok istediği “üretimi ABD’ye geri çekmeyi” de amaçlıyor. Keza, USMCA ile birlikte otomobil ve kamyon parçalarının %40 ila 45’inin saatlik en az 16 dolar kazanan işçiler tarafından üretilmesi zorunluluğu gelecek. Böylece Amerikan otomobil üreticilerinin daha düşük işçi maliyetleri sebebiyle üretimlerini Meksika’ya kaydırmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor. NAFTA’nın yenilenmesi ile otomotiv sektöründe yaşanacak bir diğer önemli gelişme de ABD’nin Kanada ve Meksika’ya getireceği kotalar. Nitekim Vaşington yönetimi her iki ülkeden de vergisiz ithal edeceği araç sayısına 2,6 milyon adet sınırı getirdi. Söz konusu kotaların herhangi bir probleme yol açmayacağı ifade ediliyor çünkü bu rakamlar hâlihazırda Kanada’nın da Meksika’nın da ABD’ye ihraç ettiği araç sayısının üzerinde. Hatta kotaların Kanada ve Meksika’dan ABD’ye yapılacak araç satışlarını artıracağını düşünen ekonomistler de var. USMCA’nın otomotiv sektörüne ilişkin yeni düzenlemelerinin ABD’li işçilere destek sağlaması ve ülkedeki üretimi artırması ihtimaller dâhilinde olsa da artacak üretim maliyetlerinin fiyatlara yansıyarak, hem USMCA tüketicilerinin hem de kıta dışındaki diğer ülke vatandaşlarının talebini düşürebileceği konusunda uyarılar yapılıyor. Ayrıca bazı ticaret uzmanları, USMCA’nın ABD’de otomotiv istihdamını ve üretimini artırmayacağını, aksine Amerikalı otomotiv üreticilerinin Japonya ve Güney Kore gibi ülkelere üretimlerini kaydırarak, USMCA’nın artıracağı üretim maliyetlerinden kaçacağı ve -şimdilik- %2,5 olan ithal otomotiv ve otomotiv parçası vergisini ödemeyi göze alacağı görüşünde. Yani Donald Trump’ın 1 Ekim’de ifade ettiği USMCA’nın Kuzey Amerika’yı “üretim dinamosu” yapma ütopyası biraz şüpheli gibi duruyor.
Gelelim bir diğer önemli değişiklik alanı olan ve Kanada karşısında ABD’yi scoreboard’da 1-0 değil birkaç sıfır öne geçiren süt ürünlerine. USMCA ile Kanada, sıkı bir şekilde koruduğu süt ürünleri pazarını ABD’den yapılacak ithalata daha fazla açarak kapı komşusundan süt ürünü, kümes hayvanı ve yumurta alımını artıracak. Kanada’nın süt ürünü fiyatlandırmasında uyguladığı özel bir sistemi (Class 7) rafa kaldıracak olması neticesinde ülkedeki süt ürünleri pazarında ABD’nin payının %3,6’ya yükselmesi öngörülüyor. Söz konusu sistem ülkedeki süt ürünleri girdilerinin fiyatını düşürerek, yerel piyasanın tercih edilmesini sağlıyor ve bu durum ithalatı azaltıyordu. ABD ile Kanada arasındaki mayınlı bölgelerden biri olan ve Trump yönetiminin her seferinde şikâyetini dile getirdiği süt ürünleri konusunda Kanada’nın vermiş olduğu taviz, ülkede süt ve süt ürünleri ile geçimini sağlayan yaklaşık 220 bin ailenin tepkisini çekti. Kanada hükümeti yerli üreticiye sübvansiyon verilerek, zararın minimuma indirilmesi için elinden geleni yapacağını duyurmuş olsa da Kanada halkı bu karara öfkeli.
Süt ürünlerinde verdiği taviz karşılığında Kanada’nın anlaşmazlıkların hallinde istediğini aldığı dile getiriliyor. Dünyanın en büyük kereste ihracatçıları arasında yer alan ve ihracatının üçte ikisini ABD’ye gerçekleştiren Kanada, başta bu sektör olmak üzere diğer önemli sektörlerini de ABD’nin anti-damping vergilerinden korumak için ısrar ettiği NAFTA’nın 19’uncu bölümünün (Chapter 19) yeni anlaşmada da olmasını sağladı. Böylelikle Kanada, Meksika ve ABD’nin anti-damping ya da telafi edici vergiler uygulaması halinde bu durum her ülkeden temsilcilerin olduğu bir panelde görüşülmeye devam edecek. Keza, ABD’nin vergileri ticari bir silah olarak kullanması ihtimalinden çekinen Ottawa yönetimi, ticari anlaşmazlıkların uluslararası bir panel tarafından değerlendirilmesini talep ediyordu ve istediğini de aldı.
USMCA’nın Getireceği Diğer Değişiklikler Neler?
Otomotiv ve süt ürünlerindeki değişikliklerin yanı sıra USMCA, diğer önemli alanlarda da NAFTA’da olmayan bazı düzenlemeleri beraberinde getirecek. ABD Başkanı Trump’ın küresel ticarette Çin’i yalnızlaştırma politikaları doğrultusunda eklediği yeni bir madde ile USMCA’ya taraf olan ülkeler, serbest piyasa ekonomisi olmayan bir ülke ile ticaret müzakerelerine başlamayı düşündükleri takdirde bunu, görüşmeler başlamadan üç ay önce diğer USMCA ortaklarına bildirmek zorunda olacak. Ayrıca ABD, Kanada ya da Meksika’dan herhangi birinin serbest piyasa ekonomisi olmayan bir ülke ile ticaret anlaşması imzalaması durumunda diğer iki ülke USMCA’yı feshedebilecek ve kendi aralarında yeni bir anlaşma imzalayabilecek. ABD tarafından getirilen ve “sadakat testi” olarak yorumlanan bu düzenlemenin, Çin ile akdedilecek ticaret anlaşmalarını engellemeyi hedeflediği ve ABD’nin önümüzdeki dönemde hayata geçireceği diğer ticaret anlaşmalarında da olacağı dillendiriliyor.
Serbest piyasa ekonomisi olmayan ülkelerle ticaret anlaşmalarını engelleyen bu düzenlemenin USMCA’ya eklenme gerekçesinin Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun Aralık 2017’de ticaret görüşmelerine başlamak gayesiyle Çin’e gerçekleştirdiği ziyaretin Vaşington yönetiminde yarattığı tedirginlik olduğu düşünülüyor. Ancak Trudeau ve beraberindeki heyet söz konusu gayenin gerçekleşmesinin o günkü konjonktürde çok mümkün olamayacağının idrak edilmesiyle Pekin’den ayrılmıştı. İşte bu sebeple uzmanlar, USMCA’ya getirilen serbest piyasa ekonomisi olmayan ülkelere yönelik yaptırımın sebebinin, olası Kanada-Çin STA’sı ve Kanada’ya gümrük vergisi olmadan girebilecek Çin menşeli ürünlerin komşuya da geçerek, ABD’nin Çin karşısında azaltmaya çalıştığı ticaret açığını daha da artırması ihtimali olduğu görüşünde. Kanadalı birçok yetkili, şu an için Çin ile serbest ve adil ticaretin çok mümkün olmadığını düşünüyor olsa bile bununla ilgili verilecek kararın kendi iç meseleleri olduğu ve bu sebeple ABD’nin getirdiği yükümlülüğün Kanada’nın ulusal egemenliğini ihlal ettiği görüşünde.
Tüm bunların yanı sıra NAFTA’nın halefi USMCA’ya eklenen kuralların fikri mülkiyet haklarını güçlendireceği ifade ediliyor. Getirilen yeni kurallar ile artık biyolojik ilaçlara ve tarım kimyasallarına 10 yıl, endüstriyel tasarımlara 15 yıl patent verilecek. Ayrıca telif hakları, sahiplerinin vefatından 50 yıl sonra değil, 70 yıl sonra geçerliliğini yitirecek. Söz konusu yeniliklerin ilaç sektöründeki rekabeti azaltması ve bu sebeple zaten yüksek olan ilaç fiyatlarını iyice artırması bekleniyor. Ayrıca internet üzerinden filmlerin korsan satışını yapanlar cezalandırılacak. Öte yandan dijital müzik, kitap, oyun ve yazılım gibi uygulamalara getirilen vergiler yasaklanacak. USMCA’nın NAFTA’dan bir diğer önemli farkı ise geçerlilik süresi olacak. NAFTA’da herhangi bir geçerlilik süresi ya da gözden geçirme prosedürü yoktu; ancak, USMCA kapsamında taraflar altı yıllık dönemlerde bir araya gelerek, anlaşmayı gözden geçirecek. Uzatılmaması halinde ise anlaşma 16 yılın sonunda geçerliliğini yitirecek. Söz konusu yeniliğin zamanın şartlarına ayak uyduramayan NAFTA’nın makûs talihini USMCA’nın yenmesi için hayata geçirildiği ifade ediliyor. Ayrıca USMCA daha gelişmiş çevre ve işgücü düzenlemeleri getirecek. Bu durumun Kanada’dan ziyade Meksika’yı yakından ilgilendirmesi bekleniyor.
Sonuç itibarıyla, Donald Trump’ın ABD başkanlığına adaylığından bu yana en önemli vaatleri arasında yer alan NAFTA’nın yenilenmesi için mutabakata varıldı. Bu durum ABD Başkanı için “zafer”, Kanada Başbakanı için “boyun eğme” ve dünyanın geri kalanına yapılmış bir “gövde gösterisi” olarak yorumlansa da Kuzey Amerika ticaretinin geçireceği değişimin ve bunun küresel ticarete yansımalarının USMCA yürürlüğe girdikten sonra daha iyi anlaşılacağı muhakkak. Pek çok uzman, çağın gerisinde kalma tehlikesindeki NAFTA’nın Trump yönetimi tarafından getirilen özellikle fikri mülkiyete ve anlaşmanın süresine ilişkin düzenlemelere ihtiyacı olduğu konusunda hem fikir olsa da süt ürünleri ve otomotiv gibi alanlarda ABD’nin ticari “bencilliği” tartışmaya açık bir konu. Trumpvari yeni NAFTA’nın bir diğer alametifarikası ise Çin’in ötekileştirilmesi ve diğer ticaret ortaklarına da bunun şart koşulması. Serbest, adil ve kurallara dayanan ticaret bunun neresinde diye sorabileceğimiz USMCA, Trump’ın kurallarıyla ilerleyeceğe benziyor.
Merve Özcan, İKV Uzman Yardımcısı