İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
İKTİSADİ KALKINMA VAKFI
E-Bülteni
1-15 TEMMUZ 2018

AB GÜNDEMİ: Birleşik Krallık Hükümetinde Brexit Çatlağı

Birleşik Krallık Hükümetinde Brexit Çatlağı

"Sert Brexit" (hard Brexit) taraftarı olan cephede önce Brexit Bakanı David Davis ardından da Dışişleri Bakanı Boris Johnson May'in politikalarına karşı çıkarak istifa etti. Birleşik Krallık’ı sarsan bu istifalar, hükümetin Brexit konusunda kabul ettiği yol haritasının ardından geldi. Birleşik Krallık’ın AB ile müzakere masasına hangi planla oturacağına dair ayrıntıları içeren yol haritası, malların serbest dolaşımı konusunda ilişkilerin korunmasını, ancak hizmet ve kişilerin serbest dolaşımına sınırlamalar getirilmesini öneriyor. Davis ve Johnson’un istifaları sürpriz olmasa da Brexit sürecinin geleceği hakkında yeni soru işaretlerinin oluşmasına yol açıyor.

Yeni Brexit Yol Haritasının Ardından Gelen İstifa Dalgası

Birleşik Krallık’ın 2019 yılı Mart ayında AB’den ayrılması öngörülüyor. Hatırlanacağı üzere, Birleşik Krallık ile AB, aralık ayında vatandaş hakları, AB'ye yapılacak ödemeler ve İrlanda adasındaki sınır sorununu kapsayan başlıklardan oluşan müzakerelerin birinci safhasıyla ilgili ön anlaşmaya varmıştı. AB ve Birleşik Krallık, Brexit'in ardından 2 yıl sürecek bir geçiş süreci konusunda da anlaşma sağlandığını açıklamıştı. Taraflar, geçiş sürecinin 31 Aralık 2020'de sona ereceğini, bu geçiş döneminde vatandaşlar ve işletmelerin karşılıklı mevcut haklardan faydalanmaya devam edeceğini, Birleşik Krallık’ın bir süreliğine AB'nin Gümrük Birliği, Tek Pazar ve diğer politikalarından faydalanabileceğini duyurmuştu. Belirlenen takvimde, Ekim 2018’e kadarki süreçte tarafların AB’den ayrılık anlaşmasının şartlarını ve gelecekte inşa edecekleri ticari ilişkiler, dış politika, terör ve uluslararası suçla mücadele, savunma ve güvenlik konularında iş birliğine yönelik müzakereleri tamamlamaları gerekiyor. 2019 yılı Mart ayına kadar Birleşik Krallık Parlamentosunun, AB Konseyinin ve AP’nin varılan anlaşmayı oylaması gerekiyor.

Bu minvalde 6 Temmuz 2018 tarihinde Brexit müzakerelerinde AB ile gelecekteki ilişkilerin nasıl yürütüleceğine dair yapılan 12 saatlik bir toplantıda anlaşmaya varan May kabinesi, Birlik ile daha uzlaşmacı ve mevcut ticari şartları büyük ölçüde muhafaza etmeyi hedefleyen bir yol haritası belirledi. Ancak onayın hemen ardından Birleşik Krallık’ın Brexit Bakanı David Davis “Brüksel'e çok erken taviz veriliyor” diyerek istifasını sundu, ardından da Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın istifası geldi. May'e yazdığı istifa mektubunda Davis, "Şu anda izlenen taktik ve siyaset Birleşik Krallık’ın ortak pazar ve gümrük birliğinden ayrılma ihtimalinin giderek azaldığını gösteriyor" dedi. Davis izlenen siyasetin genel yönünün Birleşik Krallık’ı "en iyi ihtimalle zayıf bir pozisyonda bırakacağı, büyük ihtimalle de kaçınılamaz bir duruma sokacağı" eleştirisinde bulundu. İstifa eden Dışişleri Bakanı Boris Johnson ise mektubunda Başbakan May'in Brexit sonrası için planlandığı ticari yapının Birleşik Krallık’ı AB'nin kolonisi haline getireceğini savundu. Hatırlanacağı üzere Johnson, 2016'da ülkenin AB’den ayrılması için yoğun kampanya yürüten isimler arasındaydı. Davis ve Johnson’ın aslında neye karşı çıktığını anlamak için planın ayırtılarına bakmakta fayda var.

12 Temmuz 2018 tarihinde detayları kamuoyuna açıklanan yol haritasıyla, Birleşik Krallık Hükümeti, AB ile gelecekte nasıl bir ilişki öngördüğünü de tüm detaylarıyla ortaya koyuyor. May Hükümeti tarafından açıklanan AB’den ayrılığa dair yol haritası belgesinde Birleşik Krallık ve AB arasında dört temel alanda kapsamlı iş birliğinin amaçlanıyor. Metinde, Birleşik Krallık ve AB arasında ekonomik ortaklığın sağlanması, güvenlik alanında iş birliğinin devamı, havacılık ve nükleer güç alanlarında iş birliğini sürdürülmesi, Birleşik Krallık ve AB arasında anlaşmanın gücünü artırmak için kurumsal çerçevenin oluşturulması hedefleniyor.

Şüphesiz ki yol haritasının en önemli kısmı ekonomiye dair. Yol haritası, malların serbest dolaşımı konusunda ilişkilerin korunmasını ve Birleşik Krallık ile AB arasında “mallar için serbest ticaret bölgesi” kurulmasını ancak hizmet ve kişilerin serbest dolaşımına sınırlamalar getirilmesini öneriyor. Bu bölge sayesinde AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile Birleşik Krallık’ın parçası Kuzey İrlanda arasındaki sınır ve ticaret probleminin çözülmesi öngörülüyor. Bilindiği üzere Londra açısından müzakerelerdeki en hassas konulardan biri de Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınır. Hatırlanacağı üzere aralık ayında tamamlanan müzakerelerin ilk aşamasında İrlanda ile fiziki bir sınır olmayacağı ve Kuzey İrlanda Barış Anlaşması’na (Hayırlı Cuma Anlaşması) sadık kalınacağı konusunda uzlaşı sağlanmıştı. Başka bir deyişle, somut bir sınır uygulamasına gidilmiyordu. Ancak AB, Londra’nın karşı olmasına rağmen İrlanda ile Kuzey İrlanda arasında somut sınır uygulanmaması için söz konusu bölgenin Birliğin ortak mevzuat alanı içerisinde yer almayı sürdürmesini istiyordu. Başka bir deyişle, Kuzey İrlanda ABAD’ın otoritesi altında AB ile gümrük birliğinde kalmasını istiyordu.

İstifalar Brexit Sürecinin Geleceğini Nasıl Etkiler?

Şüphesiz ki Davis ve Johnson’un istifa kararları, Londra yönetiminin Brexit müzakerelerinde nasıl bir tavır takınacağına dair hükümet içinde yaşanan görüş ayrılığını yansıtması açısından önem arz ediyor. Johnson ve taraftarları "sert Brexit" (hard Brexit) olarak adlandırılan ve Birleşik Krallık’ın AB'den ayrılırken bağların mümkün olduğunca koparılmasını hedefleyen cephede yer alırken, iş dünyası ve piyasaların "sert ayrılığa" karşı olmasından dolayı Başbakan May daha uzlaşmacı bir tavır takınmak istiyor. Bunu Brexit yol haritasının diğer maddelerinde görmek mümkün. Yol haritası metninin giriş bölümünde değerlendirmelerine yer verilen İngiltere Başbakanı Theresa May, “Bizim teklifimiz kapsamlı, iddialı haklarımız ve yükümlülüklerimiz arasında ihtiyaç duyduğumuz dengeyi sağlıyor. Teklifimiz ulusal çıkarlarımız, Birleşik Krallık ve AB’nin ortak çıkarları içerisinde prensipli ve pratik bir Brexit sunuyor.” ifadelerini kullandı.

Ancak May’in uzlaşmacı yumuşak Brexit (soft Brexit) politkasına sadece içeriden değil önemli müttefiki olan ABD’den tepki geldi. ABD Başkanı Donald Trump, Birleşik Krallık’ın AB'den ayrılmak için hazırladığı Brexit planının, Londra ve Washington arasında yapılması olası bir ticaret antlaşmasına olanak tanımadığını dile getirdi. NATO Zirvesi’nin ardından resmi ziyaret için Londra'ya geçen ABD Başkanı Donald Trump burada The Sun gazetesine verdiği röportajda, Theresa May'in Brexit yol haritasını eleştirdi. Sunulan çıkış planının ABD ile Birleşik Krallık arasındaki olası bir ticaret antlaşmasının sonunu getirebileceğini söyleyen Trump bu haliyle planın ABD-Birleşik Krallık değil, AB ile Birleşik Krallık ilişkilerini artırdığını savundu. The Sun'ın Politika Editörü Tom Newton Dunn'a konuşan Trump, May'i "ters yöne gitmekle" suçladı ve sonuçların "talihsiz" olacağını düşündüğünü söyledi. May Hükümeti’nin Brexit sonrası planının AB ile adeta içli dışlı olduğunu kaydeden Trump, "Böylesi bir durumda Birleşik Krallık ile değil, bunun yerine doğrudan AB ile muhatap oluruz. Bu da muhtemelen bizim tasarladığımız serbest ticaret anlaşması planını ortadan kaldırır" ifadelerini kullandı.

Özetle, AB karşıtı olan kamp May'in bu uzlaşmacı tavrına karşı çıkarken, söz konusu istifalarla birlikte Başbakan'ın iktidarı dönemindeki en zorlu dönemeçlerden birisi olan Brexit müzakerelerinin 29 Mart 2019'a kadar nasıl sonlandırılacağı sorusu geçerliliğini koruyor. Bilindiği üzere Boris Johnson sert Brexitçilerin yüzüydü. “Terk etmeye oy ver” (Vote Leave) kampanyasıyla referandumdan Brexit kararı çıkmasında başrollerden birini oynayan Johnson'ın hükümetten ayrılmasının, May'i güvensizlik oylaması sürecine kadar götürebileceği değerlendirmeleri yapılıyor. Neticede Johnson'ın istifası, May için can sıkıcı ve zor olan durumu tam anlamıyla bir krize dönüştürme potansiyeli taşıyor.

Emre Ataç, İKV Uzman Yardımcısı